19. Hukuk Dairesi 2016/8176 E. , 2016/15066 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vek. Av. Rıza Ayhan gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili,müvekkili ile dava dışı... arasında 07/01/2008 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin imzalanması anında müvekkili tarafından 100.000,00 TL nakit teminat ve 50.000,00 TL teminat senedi verildiğini, dava dışı şirketin sözleşmeyi tek taraflı olarak haksız bir şekilde feshettiğini, ancak müvekkilinin yatırmış olduğu teminatın iade edilmediğini, davalıların dava dışı şirketi devraldığını, devir sözleşmesinde davalıların dava dışı şirket bayilerine karşı yatırılan nakit teminatlar olan 2.000.000,00 USD ile 1.695.633,86 TL"nin bayiler tarafından sözleşmeye uygun olarak iadesinin talep edilmesi halinde iadesinin şirketi devralanların teminat ve kefaletinde olduğunun belirtildiğini, TTK"nın 336 maddesi uyarınca da şirket ortağı olan davalıların müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, müvekkilinin yatırdığı teminatın iadesi için davalılar hakkında başlattığı takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20"de az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; (süresinde) davacının asıl borçluya başvurmadan sadece kefillerin sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, müvekkillerinin bayilik sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu nedenle bu sözleşme ile sorumluluklarının olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının devir sözleşmesinin tarafı olmadığını, TTK"nın 336. maddesinin müvekkillerinden kefil sıfatıyla ya da başka bir sıfatla talepte bulunulmasına dayanak oluşturmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ile dava dışı Şadırvan Paz. Dağıtım Taş.İth. İhr. Tic. ve San. A.Ş. arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı, bayilik sözleşmesinin dava dışı şirket tarafından feshedildiği, dava dışı şirketin devrine ilişkin protokolde davalıların, davacının da isminin yer aldığı listedeki teminatların iadesini bağımsız olarak taahhüt ettikleri, bu protokolün 3. kişi yararına sözleşme niteliğinde bulunduğu ve davacının bu protokolde imzasının bulunmamasının davacının davalılardan talepte bulunmasına engel olmadığı, TBK"nın 129. maddesinin 2. fıkrasında tam üçüncü kişi yararına sözleşme müessesesinin düzenlendiği ve 3. kişilere edimin ifasını talep etme hakkı tanındığı, somut olayda devir protokolünde 3. kişi konumunda bulunan bayilere nakdi teminatı geri almayı talep etme ve davalılarında iadeyi taahhüt ettiği görüldüğü, davacı teminatının iadesini haksız kılacak ve davalıların ispatlayabildiği bir zarar dosya kapsamında tespit edilmediği, davacının teminat iadesini bayilik sözleşmesine aykırı bir biçimde talep ettiği de ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının 100.000,00 TL"lik asıl alacağı yönünden davalıların itirazının iptaline, davalıların takip öncesinde temerrüte düşürüldüğü ispat edilmediğinden işlemiş faiz isteğinin reddine, alacak likit olduğundan %20 tazminata ve davalıların kötüniyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davalılar ile devreden şirketler grubu arasında düzenlenen 26/02/2009 tarihli protokolün 2. maddesi hükmü gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.