Esas No: 2015/30883
Karar No: 2018/11964
Karar Tarihi: 15.05.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/30883 Esas 2018/11964 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.05.2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin ödenmemiş aylık ücret, yıllık izin ücreti ve kıdem tazminatı alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin, davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaliyle takip devamına karar verilmesini ve yüzde yirmi oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının aylık ücret miktarı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosyaya sunulan imzalı iş sözleşmesinin “ücret ve ödeme zamanı” başlıklı 7. maddesinde “Hekimin hak edişi, vermiş olduğu hizmetlerden özellikli malzeme, ilaç, sarf hariç cironun (Ciro KDV hariçtir) %22’sidir. Hekime ödenecek miktarın eksik kalması halinde ilk 6 ay net fiks 16.000 TL miktarına tamamlanır. Hakedişi ödenmiş SGK, Özel Sağlık Sigortası, Anlaşmalı Kurum ve ücretli hastalara yapılan iade ve kesintiler hekimin hak edişinden düşülür. Hekimin ücreti sözleşme günü başlar ve hizmeti takip eden ayın son haftası içerisinde ödenecektir.” hükmü bulunmaktadır.
Davacı vekilince dosyaya sunulan suret halindeki, mesul müdür .... imzalı görünen belgede ise, davacının 14.000 TL sabit ücretle çalıştığı yazılıdır. Mahkemece, bu belgeye itibar edilerek, davacının tüm çalışma süresi için aylık ücretinin net 14.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki, söz konusu belgenin aslına uygun olup olmadığı ve özellikle belgede imzası bulunan Hasan Altaş isimli şahsın, belgede yazılı şekilde irade açıklamasında bulunmaya yetkisinin ve görevinin bulunup bulunmadığı yönlerinin araştırılmadan belgeye itibar edilmesi hatalı olmuştur.
3-Davalı taraf, banka hesap dökümünde görünen 17/04/2013 tarihli 5.596,17 TL tutarındaki ödemenin de, müvekkili tarafından yapılmış aylık ücret ödemesi olduğunu savunmuştur. Banka hesap dökümünde, söz konusu ödemenin kim tarafından hesaba yatırıldığına ilişkin bilgi veya açıklama bulunmamaktadır. Bu halde, ilgili bankadan anılan meblağın kim tarafından hesaba ödendiği sorularak neticeye göre değerlendirme yapılması gerekirken, belirtilen yönde bir araştırma yapılmadan ödemenin dikkate alınmaması yerinde değildir.
4-Mahkemece karar gerekçesinde, davacının bakiye kullanılmamış onbir gün yıllık izin hakkının bulunduğu açıklanmış ise de; hüküm sonucunda, davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde hesaplamasını gösterdiği onyedi gün üzerinden belirlenen 7.933,00 TL yıllık izin ücreti hüküm altına alınmıştır. Bu suretle, karar gerekçesi ile hüküm sonucu arasında çelişki oluşturulmuştur. Anılan sebeple, yıllık izin belgeleri ile taraflar vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilerek ve gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki oluşturulmadan, yıllık izin ücreti alacağı bakımından usulünce karar verilmelidir.
5-Mahkemece, asıl alacakların toplam tutarının yüzde yirmisi oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir. Ne var ki, taraflar arasındaki aylık ücret miktarına yönelik uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirmektedir. Dolayısıyla, takip konusu yıllık izin ve aylık ücret alacakları likit değildir. Kıdem tazminatı yönünden ise, gerek iddia gerekse de savunma dikkate alındığında, her halukarda kıdem tazminatının tavan tutar üzerinden hesaplanması gerekeceğinden, alacak likittir. Anılan sebeple, kıdem tazminatı yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesi isabetli ise de, yıllık izin ve aylık ücret alacakları bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.