Esas No: 2022/2196
Karar No: 2022/5123
Karar Tarihi: 14.09.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2196 Esas 2022/5123 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, bir kadastral parselin ihya edilmesi talebiyle açılmıştır. Davacı, parselin Hazine adına kaydedilmeden önce belediye tarafından ihmali ile davalı şahıs adına tescil edildiğini ve sonrasında da imar uygulamalarının iptal edildiğini ileri sürerek, parselin Hazine adına tescil edilmesi istemiştir. Mahkeme ilk kararını bozduktan sonra davayı reddetti. Ancak Yargıtay, yapılmayan yeterli araştırma nedeniyle kararı tekrar bozdu. Davacı ilk kararda haklı olduğundan ve vekalet ücretinin davalı belediyelerden alınması gerektiğinden bahsederek temyiz etti. Mahkeme, davacının haklı olduğunu kabul ederek vekalet ücretinin belediyelerden tahsili ve hüküm fıkrasında değişiklik yaparak kararı onamıştır. 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi davayla ilgilidir. TMK'nın 1025. maddesi ise imar parsellerine ilişkindir.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... vd.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02/07/2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08/09/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan çekişme konusu 43,16 m²'lik bölümün Hazine adına sicil kaydı oluşturulmadan 1467 nolu parsel numarası ile ihdasen Adana Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiğini, sonraki imar uygulaması ile de anılan parselin tamamının kamuda kullanılmak üzere terkin edilerek çekişme konusu yapılan bölümün 4961 ada 4 nolu imar parseli olarak davalı şahıs adına tescil edildiğini, dayanak imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 43,16 m²'lik kısmın tapusunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 10.11.2014 tarihli ve 2014/6124 Esas, 2014/12499 Karar sayılı ilamı ile “… Dava konusu 43,16 m²'lik bölümün imar uygulamasından önceki vasfı ile Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı..." şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen ikinci karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 03.03.2020 tarih, 2018/2179 Esas- 2020/2529 Karar sayılı ilamı ile ‘’...775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından yeterli araştırma ve soruşturma yapılmamıştır...’’ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın yasa değişikliği nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı ... Belediyesi tarafından yapılan 58,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalılar Büyükşehir Belediyesi, Seyhan Belediyesi ve Çukurova Belediyesi yararına 1.450 TL vekalet ücreti takdirine, davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili ve davalı ... Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı ... Belediyesi vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2) Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu taşınmaz davalı Seyhan Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüştür. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı Seyhan Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi'nin sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki; anılan bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Belediyesi vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının; beşinci bendinin çıkarılarak yerine "Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın ilgiliye iadesine, 14.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.