Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2007/15-40
Karar No: 2007/49

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/15-40 Esas 2007/49 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu 2007/15-40 E., 2007/49 K.

Hukuk Genel Kurulu 2007/15-40 E., 2007/49 K.

  • BORÇLUNUN TEMERRÜDÜ
  • FESİH HAKKI
  • SALAHİYETDAR DAİRE
  • 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 106 ]
  • "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 29.01.2004 gün ve 2003/177-2004/71 sayılı kararın incelenmesi Davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 15.12.2004 gün ve 2004/2385-6527 sayılı ilamı ile ;

    (...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

    2-Yanlar arasında Elmadağ Noterliğince doğrudan düzenlenen 16.1.1995 tarih ve 212 yevmiye numaralı "düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi" yapılmış olup, davacılar arsa iş sahipleri, davalılar ise yüklenicidir. Bu sözleşme hükümleri gereğince; davalılar, inşaat ruhsatı tarihinden itibaren 40 ay içinde sözleşme koşullarına uygun olarak inşaatı yapıp arsa sahiplerine teslim etmeyi yüklenmişlerdir. Buna göre, yapımı yüklenilen inşaatın 30.9.1998 tarihinde teslimi gerekmektedir.

    Davalılarca yapımı yüklenilen inşaatın sözleşmede kararlaştırılan teslim süresi içinde tamamlanamamasının haklı sebeplere dayalı olduğu yasal delillerle kanıtlanamamıştır. Saptanan durum bu olunca da; 1.10.1998 tarihinden itibaren yüklenici davalıların işin tesliminde temerrüde düştükleri anlaşılmaktadır. 0 halde, davacılar B.K.nun 106.maddesinde öngörülen üç seçimlik haktan birisi olan akdin ifasını ve gecikme sebebiyle gerçekleşen olumlu zarar kapsamındaki kira tazminatı ödetilmesine yönelik haklarını kullanabilirler.

    Ancak olumlu zarar kapsamındaki kira tazminatı, arsa sahibi davacılara verilmesi gereken bağımsız bölümlerin, yanlar arasındaki sözleşme hükümlerine göre teslimi gereken tarihte teslim edilmemesi sonucu bu bağımsız bölümlerden yararlanamamaları sebebiyle oluşan maddi zarardır. Somut olayda ise, davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların kendilerine yükleniciler tarafından teslim edilmesi gereken bağımsız bölümleri eylemli olarak kullanmakta olduklarını bildirmektedir. Bildirilen durum bu olunca da; davacılar Ulviye ve Orhan"ın istemleri yönünden 8.6.1999 ; diğer davacılar bakımından ise teslimde temerrüdün gerçekleştiği tarih olan 1.10.1998 tarihlerinden davacıların bağımsız bölümleri fiili olarak kullanmaya başladıkları tarihler saptanarak bu tarihler arasındaki süre için davacı istemlerinin olmaması gerektiği de dikkate alınarak belirlenecek kira tazminatına hükmedilmesi gerekirken; açıklanan bu hususlar mahkemece gözetilmeden yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir...)gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, düzenleme şeklinde inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

    Taraflar 16.01.1995 tarihinde noterde düzenledikleri "Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" ile davacılara ait arsalar üzerine davalı yanca inşaat yapılmasını; işin ruhsat tarihinden itibaren 40 ayda bitirileceğini, inşaat gününde bitirilmediği takdirde müteahhidin hisse sahiplerine vereceği dükkan ve evlerin o günkü değerinde kira ödeyeceğini kararlaştırmışlardır.

    Dosya kapsamına göre, inşaat ruhsatı 31.05.1995 tarihinde alınmış olup, bu tarihe 40 ay eklendiğinde 01.10.1998 tarihinde arsa sahiplerine teslim edilmesi gereken bölümlerin zamanında teslim edilmediği mahkemenin de özel dairenin de kabulündedir.

    Eldeki dava, bir kısım arsa /iş sahipleri tarafından yüklenici aleyhine taraflar arasındaki eser sözleşmesine dayalı olarak binanın sözleşmede öngörülen inşaat ruhsat tarihinden itibaren 40 ay içinde bitirilip teslim edilmemesi nedeniyle kira kaybı alacaklarının tahsili istemiyle açılmıştır.

    Mahkemece davacı yanın talepleri kabul edilmiş; davalılar vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece sair temyiz itirazları reddedildikten sonra "davacılar vekili dava dilekçesinde, davacıların kendilerine yükleniciler tarafından teslim edilmesi gereken bağımsız bölümleri eylemli olarak kullanmakta olduklarını bildirmektedir. Bildirilen durum bu olunca da; davacılar Ulviye ve Orhan"ın istemleri yönünden 8.6.1999 ; diğer davacılar bakımından ise teslimde temerrüdün gerçekleştiği tarih olan 1.10.1998 tarihlerinden davacıların bağımsız bölümleri fiili olarak kullanmaya başladıkları tarihler saptanarak bu tarihler arasındaki süre için davacı istemlerinin olmaması gerektiği de dikkate alınarak belirlenecek kira tazminatına hükmedilmesi gerekirken; açıklanan bu hususlar mahkemece gözetilmeden yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır." İfadelerine yer verilerek dava dilekçesinde davacılar tarafından kullanılmakta olan dairelerin varlığından söz edildiğine işaretle, bu dairelerin gelirlerinin ve kullanma tarihlerinin de hesaplamada nazara alınması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.

    Böylece diğer hususlar uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmış; uyuşmazlık sözleşmeye uygun tarihte teslim edilmeyen inşaatta davacılarca fiilen kullanılan daire bulunup bulunmadığı noktasında düğümlenmiştir. Her iki taraf vekillerinin de karar düzeltme istemleri dairece reddedilmiş; mahkeme dava dilekçesi ve yargılama aşamasında davacı yanın böyle bir beyanının olmadığı gerekçesi ile önceki kararında direnmiştir.

    Direnme kararını davalılar vekili temyize getirmektedir.

    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacılar vekilinin dava dilekçesinde veya aşamalarda davacıların kendilerine yükleniciler tarafından teslim edilmesi gereken bağımsız bölümleri eylemli olarak kullanmakta olduklarını bildirip bildirmedikleri, buna göre kira tazminatının yeniden hesaplanmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

    İlkin belirtmekte yarar vardır ki, davacı vekili dava dilekçesinin ilk sahifesinde 2. ve 3 bentlerde aynen;

    "2-Davalılar hala inşaatı bitirip müvekkillerime teslim etmemişlerdir.

    Ancak henüz inşaat tam olarak bitirilmemesine ve ruhsat alınmamış olmasına rağmen sözleşmede kendilerine düşen dükkan ve daireleri içerilerinde oturacak kadar bitirip, işgal etmişlerdir.

    3- Haklarını yargı yolu ile aramak için maddi durumları yeterli olmayan müvekkillerim mecburen bu güne kadar iyi niyetli ilişkiler içerisinde sorunu çözmeye çalışmış ise de, bir sonuç alınamamıştır.

    Davalı taraf müvekkillerimin maddi yönden güçsüz olduğunu ve bu nedenle adli yollardan hak arayamayacağını düşünerek nasılsa kendine düşen daireleri işgal ettiğinden inşaatı bitirme işini sürüncemede bırakmakta ve ne inşaatı bitirmeye ve ne de müvekkillerime kira ödemeye yanaşmamaktadır." İfadelerine yer vermiştir.

    Burada davacıların kullanımından değil tersine davalı tarafın kullanımından söz edildiği açıkça anlaşılmaktadır.

    Yargılama süreci içinde gerek bozma ilamı öncesinde ve gerekse bozma ilamından sonraki aşamada temyiz dilekçesinde ileri sürüldüğünün aksine davacı tarafça, kira tazminatı istemine konu taşınmazların davalı yandan teslim alındığı ve davacılarca fiilen kullanıldığının ifade edilmediği görülmektedir.

    Davacı yanın fiilen teslim alması ve kullanması söz konusu olmadığına göre kira tazminatından indirilmesi gereken bir kazanımları da bulunmamaktadır.

    Durum böyle olunca, direnme kararı dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur.

    Ne var ki, hükmedilen miktara yönelik temyiz itirazları Özel Dairesince incelenmediğinden dosyanın bu inceleme yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekir.

    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı DİRENME KARARI UYGUN OLUP, hükmedilen miktarın uygun olup olmadığına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 15.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine 7.2.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi