Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2275
Karar No: 2010/3526
Karar Tarihi: 28.06.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/2275 Esas 2010/3526 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/2275 E.  ,  2010/3526 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.05.2008 gün ve 548/185 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı, dava dilekçesinde Hazine adına kadastro çalışmaları sırasında tespit ve tescil edilen 123 ada 155 sayılı parselin yerini 1963 yılından beri kullandığını belirterek tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, mera, yaylak ve kışlak niteliğinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... Köy Tüzel Kişiliğine dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamıştır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın mera olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, taşınmazın mera niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 123 ada 155 sayılı parsel 14.11.2005 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tarla niteliğiyle 27.755,98 m2 yüzölçümlü olarak Hazine adına tespit edilmiş, kadastro tutanağının 24.06.2006 tarihinde kesinleşmesiyle tapu kaydı oluşmuştur. Kadastro tutanağının edinme sebebinde; “…Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan mera, orman ve kamu hizmetine tahsis edilen yerlerden olmadığı, 4753 sayılı Kanun gereğince 54 nolu Toprak Komisyonunca 1972 yılında yapılan çalışma programı sonucunda bu yerin Hazineye bırakılmış yerlerden olduğu, ancak, tapuda tescilinin yapılmadığı belirtmelik tutanağından anlaşılmakla…” Hazine adına tespit edildiği belirtilmiştir.
    Öte yandan, davacı dava dilekçesinde 1963 yılından beri zilyet olduğunu bildirmiş, 01.05.2008 günlü keşifte dinlenen tanıklar dava konusu taşınmazın davacının babasından kaldığını, babasının ölümüyle mirasçılarına intikal ettiğini bildirmişler, paylaşım ve davacıya intikal biçimi konusundan söz etmemişlerdir. Dava konusu taşınmaz davacının babasından kaldığına göre TMK.nun 701 ve 702.maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Getirtilecek murisin veraset belgesine veya nüfus aile kayıt tablosuna göre davacı dışında murisin başka mirasçısı yok veya paylaşım sonucu davacıya düşmüş ise, davanın aşağıda belirtilen hususlar gözönünde tutularak bulunduğu haliyle yürütülmesinin sağlanması, şayet davacı dışında başka mirasçılar var ve herhangi bir paylaşım söz konusu değil ise, davacının terekeye dahil bir taşınmaz için tek başına dava açma sıfat ve yetkisi bulunmadığından TMK.nun 701 ve 702.maddesinde belirtilen ilkeler de gözetilerek davanın reddine karar verilmesi düşünülmelidir.
    Uyuşmazlık konusu 123 ada 155 sayılı parsel kadastrodan önce kadastro tutanağının edinme sebebinden anlaşıldığı üzere 1972 yılında Toprak Tevzi Komisyonunca yapılan çalışmalarda, taşınmaz hakkında düzenlenen tablendikatif tutanağına göre 802 parsel numarası ile belirlenmiş, ancak Hazine adına tapu kaydının oluşup oluşmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmamıştır. Tablendikatif evrakı ekinde gönderilen belgeye göre 802 nolu parselin dört tarafının merayla çevrili olduğu saptanmıştır. Bu nedenle öncelikle 802 tablendikatif numaralı persel hakkında Hazine adına tapu kaydının oluşup oluşmadığı, tablendikatif evrakının fotokopisi de eklenerek durumun Tapu Sicil ve İl Özel İdare Müdürlüğünden sorulması, aynı parsele ait belirtmelik tutanak ve ekleri ile taşınmazın bulunduğu mevki ve bölgeye ait Toprak Tevzi Komisyonunca düzenlenen mera paftası İl Özel İdaresi Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra yeniden yapılacak keşifte taşınmazın tapulu olup olmadığı, tapu oluşmuş ise 4753 sayılı Kanunun 8/A-B maddelerinden hangisinin kapsamında kalan taşınmazlardan olduğunun saptanması, Toprak Tevzi Komisyonunca Hazine adına herhangi bir tapu oluşturulmamış ise kadastronun girdiği 14.11.2005 tarihine kadar ve bu tarihten geriye doğru davacı ve babasının 20 yıllık kazanmayı sağlayan zilyetlik süresinin bulunup bulunmadığının araştırılması, taşınmaz, Toprak Tevzi Komisyonunca Hazine adına tapuya bağlanmış ise, tapunun oluştuğu tarihten geriye doğru 20 yıllık kazanma süresinin hesaplanması, Hazineye ait mera nitelikli 1937 tarih 1118 ve davacı tarafın dayandığı aynı tarih 1188 tahrir nolu vergi kayıtlarının HUMK.nun 258 ve 259.maddeleri gereğince çağrılıp keşifte dinlenecek teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, sözü edilen vergi kayıtlarının dava konusu parsele uyup uymadığının açık bir biçimde belirlenmesi, tablendikatif evrakı ekinde gönderilen belgeye göre dört tarafı mera olduğu gözönünde tutularak kadim ve tahsisli mera araştırmasının yapılması, öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu köye ait tahsisli ve kadim mera kayıtlarının olup olmadığının Tapu Sicil, İl ve İlçe Özel İdare Müdürlüklerinden sorulması, dava konusu taşınmazın tahsisli ve kadim mera kayıtları kapsamında kalıp kalmadığının yukarıda açıklandığı üzere keşfen belirlenmesi, anılan kayıtlar kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde, bu taktirde kadim mera araştırması yoluna gidilmesi, meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yerel bilirkişi ve tanıkların seçilmesi, bu konuda tanıkları bildirmesi için taraflara süre ve imkan tanınması gerekmektedir.
    Öte yandan; davacı ..., miras bırakan Seyit Battal ve dava dışı kalan mirasçıları yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince miktar araştırmasının yapılması, belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, varsa belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ve kadastro tutanaklarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil dosyalarının ise ait olduğu mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesinde açıklanan limitler ve ilkeler yönünden gözönünde tutulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken tablendikatif evrakı ve ekindeki belgelere dayanılarak davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Kabul biçimine göre de; taşınmaz tapuda kayıtlı olduğundan ilke olarak dava kayıt malikine yöneltilerek açılır. Dava gerçek hasım ve kayıt maliki Hazineye yöneltildiğine göre köye karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir. Ancak temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulüyle yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 28.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi