12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/7514 Karar No: 2012/25942
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/7514 Esas 2012/25942 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/7514 E. , 2012/25942 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 16. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/12/2011 NUMARASI : 2011/206-2011/1362
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun"un 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde ancak o zaman tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğü"nün 18. maddesinde selahiyetli kişilerin bulunmadığının tebligat belgesinde gösterilip bunun açıklanması lüzumu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda ödeme emrinin "yazılı adreste işçi C.S." imzasına tebliğ edildiği görülmüştür. İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu"nun 5 Ağustos 2011 tarih ve 70933 sayılı yazısı ve eklerinden tebligat yapılan C.S.in borçlu şirketi temsile yetkili olmadığı, tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirketin yetkili temsilcisinin A.S.olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Tebligat Tüzüğü"nün 18. maddesine aykırı olarak borçlu şirket yetkililerinin tebligat tarihinde adreste bulunmadığı belirlenmeden temsil yetkisi bulunmayan kişiye yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Bu ilkeler Hukuk Genel Kurulu"nun 22.06.1988 tarih ve 1988/12-266 sayılı kararında da kabul edilmiştir. Bu hali ile tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13.maddelerine ve Tüzüğün 18. maddesine aykırı olmakla usulsüzdür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. O halde mahkemece, borçlunun tebligata muttali olduğu tarihin T.K."nun 32.maddesi uyarınca tebliğ tarihi olarak kabul edilerek bu tarihe göre süresinde olan diğer itiraz nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.