11. Ceza Dairesi 2020/3339 E. , 2021/1472 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesi uyarınca “tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır” hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” ek fıkra hükmüne aykırı olarak yokluğunda verilen kararın sanığın dosyadaki bilinen son adresi yerine doğrudan MERNİS adresine 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca yapılan tebligat usulsüz olup, öğrenme üzerine sanığın hükmü yasal sürede temyiz ettiğinin kabulü ile yapılan incelemede :
A) Sanık hakkında 2008 yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde:
En son aralık ayında matrahlı beyanname verilmesi nedeniyle en aleyhe yorumla suç tarihinin 31.12.2008 olduğu belirlenerek inceleme yapılmıştır.
Sanığa yüklenen "sahte fatura düzenleme" suçunun cezasının miktarı ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen uzamış dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun"un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
B) Sanık hakkında 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
Sanık hakkında "2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından açılan kamu davasında; sanığın aşamalarda savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, hiç bir şekilde sahibi olduğu şirketi faal duruma getiremediğini, şirketle ilgili hiç bir işlem yapmadığını, belge düzenlemediğini, şirkete ait evrakı ... isimli arkadaşının ofisine bıraktığını, sonrasında trafik kazası geçirmesi nedeniyle işlerle ilgilenemediğini, 4-5 ay sonra belgelerini almak için ..."ın işyerine gittiğinde onu bulamadığını, sonradan araştırdığında ... ve muhasebecisinin kendi izni olmadan şirket üzerinden beyanları doldurarak vergi dairesine verdiğini öğrendiğini belirtmesi karşısında maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
1- Sanığın 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında düzenlediği iddia olunan faturaların kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilip dosya içine konulması, faturalar sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; ismi bildirilen ...’ın açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak duruşmaya çağrılması, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra her bir takvim yılına ait faturalar gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2-..."ın da faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların sanık veya tanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
3- Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa veya tanığa ait olmadığının anlaşılması ve/veya faturalar ile yukarıda ismi geçen tanığa ulaşılamaması halinde ise;
a)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
b) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
4-Mükellefin vergi beyannamelerinin ve Ba-Bs bildirimlerinin ne şekilde verildiği vergi dairesinden sorulup e-beyanname ile internet üzerinden verildiğinin tespiti halinde GİB Merkezi sorgulamalar ekranından araştırma yapılarak belgelerin kim tarafından gönderildiğinin tespit edilmesi,
5- Beyannamelerin muhasebeci tarafından verildiğinin anlaşılması halinde bu kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak duruşmaya çağrılması, CMK’nin 46/1-c. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra kendisinden sanığı tanıyıp tanımadığının ve beyannamelere konu faturaların sanık tarafından kendisine getirilip getirilmediğinin sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hükümler kurulması yasaya aykırı,
6- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.