14. Hukuk Dairesi 2016/13912 E. , 2017/3309 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine 28/05/2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/05/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır.
Davacılar vekili, müvekkillerinin mirasbırakanı ..."un 18.10.2006 tarihinde vefat ettiğini belirterek terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
Hüküm, davalılar vekilleri tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
TMK"nın 605/2. maddesine dayanan mirasın reddi istemi süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Miras bırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2).
Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz.
Somut olaya gelince;
1) Davacılardan ...’un... Vergi Dairesi Müdürlüğüne 22.03.2011 tarihinde mirasbırakanın borçları için 6111 sayılı Kanunun 2. maddesi kapsamında yapılandırma başvurusunda bulunduğunun ve... Vergi Dairesi Müdürlüğünün 18.06.2013 tarihli yazı cevabı ile 1. taksitin süresinde ödendiğinin bildirildiğinin anlaşılmasına göre davacı ...’un mirasbırakanın terekesini sahiplendiği anlaşılmakla davacı ... yönünden davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.
2) Davacı ...’un, ...Vergi Dairesi Müdürlüğüne 22.03.2011 tarihinde yaptığı yapılandırma başvurusunu tüm varisler adına yaptığını belirtmiş olması karşısında ...Vergi Dairesi Müdürlüğünden ...’un diğer mirasçılar adına vekaletname sunup sunmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan hususun göz ardı edilmesi doğru görülmemiştir.
3) Mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, mirasbırakanın terekesinin borca batık olduğunu bilmedikleri, bilmelerinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
-KARŞI OY YAZISI-
Dava, mirasın hükmen reddin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekilleri temyiz etmiştir.
Tarafların davanın görülmesi ve sonuçlandırılması için ödedikleri paraların tümüne yargılama giderleri denir. Keşif giderleri, tanık ve bilirkişiye ödenen ücret ve giderler, yargılama sırasında yapılan diğer tüm giderler, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti yargılama giderleri kapsamındadır. ( HMK m 323 )
Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.( HMK m 326 ) Yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilir. Yargılama gideri tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir.( HMK m 332 / 1,2 )
Davalı, davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmez.( HMK m 312/2 )
Davalı vekilleri, davaya verdiği cevap dilekçelerinde ve yargılama boyunca davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verildiğinden, aleyhine hüküm kurulan davalılar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sorumludur.
Sayın çoğunluğun diğer nedenlerle hükmün bozulması gerektiğine ilişkin görüşüne katılmakla birlikte yargılama giderleri ve harçtan davacıların sorumlu tutulması gerektiğine ilişkin görüşüne katılamamaktayım.