1. Hukuk Dairesi 2016/539 E. , 2018/14860 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL-TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, davaya konu 344 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı bulunan 3/10 payının cebri ihale suretiyle davalı adına tescil edildiğini, ancak icra takibinden haberdar olmadığını, icra takip dosyasında kendisine çıkarılmış bulunan tebligatların usulüne uygun biçimde tebliğ edilmediğini, davalı adına yapılan tescilin yolsuz nitelik taşıdığını ileri sürerek tapu iptali-tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, tapu kaydının ihale suretiyle oluştuğunu, ihalenin de halen ayakta bulunduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının icra takibinden haberdar olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden; dava konusu 344 parsel sayılı taşınmazın 3/10 payının davacı adına kayıtlı iken, davacının davalıya olan borcundan ötürü verdiği 2.000TL"lik bononun davalı tarafından 2006/241 es.s. ilamsız icra takibine konu edilmesi sonucunda 13.08.2010 tarihinde yapılan cebri ihalede 3/10 payın takip alacaklısı olan davalıya ihale edildiği; tapuda da 14.08.2014 tarihinde davalı adına tescil edildiği, aynı takipte davacının 344 no"lu parseli dışında başka taşınmazlarına da haciz uygulandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; icra hukuku ile sınırlı olarak basit yargılamaya tâbi ihalenin feshi davasının mülkiyet hakkının illetini teşkil eden nedenin varlığına ya da yokluğuna delalet edemeyeceği; Türk hukuk sisteminde, tapu kayıtlarının oluşumuna esas alınan illilik prensibi gereği, ihalenin ayakta bulunması ya da fesih isteğinin reddedilmiş olması keyfiyetinin temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı ve kesin hüküm teşkil etmeyeceği açıktır.
Somut olayda, dosya arasına getirtilen 2006/241 es.s. takip dosyasının incelenmesinden; takibin dayanağı bonoda davacının adresinin "... Köyü (....) ..." şeklinde yazılı olduğu, ancak takip borçlusu olan davacı adına çıkarılan tüm tebligatların ". ...." adresine çıkarıldığı;
Bu tebligatlardan:
Ödeme emrinin "muhatap tarlada olduğundan en yakın komşusu..."e haber verildi, tebligat aza ...."a verildi-4.3.2006" şeklinde tebliğ edildiği;
351 no"lu parsele yönelik haciz yapıldığına ilişkin örnek 22 davet kağıdının "11.9.2006"da davacının kendisine" tebliğ edildiği;
344 no"lu parsele ve diğer parsellere yönelik haciz yapıldığına ilişkin örnek 22 davet kağıdının "birlikte sakin işçisi ...-08.03.2008" şeklinde tebliğ edildiği;
344 no"lu parsele ve diğer parsellere yönelik haciz yapıldığına ilişkin başka bir örnek 22 davet kağıdının "muhatap adres bırakmadan adresten ayrılmış olup aza..."in imzalı beyanına göre yeni adresi bilinmiyor. İade-12.2.2009 " şeklinde iade edildiği, sonraki tebligatın da "6.4.2009"da teb.k. 35. md.ye göre" tebliğ edildiği;
Kıymet takdir raporunun "Köy azası ... nun imzalı beyanından soruldu. Köy kayıtlarında kaydına rastlanılmadı, muhatap tanınmıyor-25.3.2010" şeklinde iade edildiği, sonraki tebligatın da "14.5.2010"da teb.k. 35. md.ye göre" tebliğ edildiği;
Açık artırma ilanının "muhatabın çalışıyor olması nedeniyle adreste bulunmadığı köy muhtarından öğrenildi. Teb.K. 21. md.ye göre muhtar ... ...e tebliğ edildi, 2 nolu haber kağıdı kapısına yapıştırıldı-30.6.2010" şeklinde tebliğ edildiği;
görülmektedir.
Diğer taraftan; Nüfus Müdürlüğünden gelen cevabi yazıda, davacı ....."nin yerleşim yeri adresinin "... Mah. ... ... Sk. no: 85/1 ...- ...", beyan tarihinin 08.01.2007 olduğu bildirilmiştir.
Ne var ki, yukarıda değinilen olgular mahkemece inceleme konusu yapılmamış; İcra Ceza Mahkemesinin 2006/85 es.s. dava dosyası da getirtilmemiş ve dosya içerisindeki tebligatlar incelenmemiştir.
Hal böyle olunca; tüm dosya içeriği ve yukarıda değinilen olgular birlikte incelenip değerlendirilmek suretiyle cebri ihalenin hukuki sebebini teşkil eden icra takibinde davalıya çıkarılan tebligatların usulüne uygun bulunup bulunmadığının ve davalının anılan takipten ve diğer işlemlerden haberdar olup olmadığının tartışılması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.