10. Hukuk Dairesi 2017/3612 E. , 2019/6172 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Dava, 16.05.2015 tarihinde meydana gelen olayın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle; “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ”dair verilen karara karşı, davalı Kurum, davalı .... Ltd. Şti vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum ve davalı .... Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Dava dilekçesinde özetle, davacının 16.05.2015 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti istenilmiştir.
II- CEVAP:
Davalı Kurum vekili, hak düşürücü süre, zaman aşımı, derdestlik, yetki ve husumet yönünden itirazlarını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığının 17/02/2016 tarihli müfettiş raporuna göre davacının maruz kaldığı kazanın sigortalının iş yerinde bulunduğu sırada ve işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla meydana geldiği, 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinin a ve b fıkralarına göre iş kazası olduğunun tespitine karar verildiği gerekçesiyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde, yargılama giderlerinin lehlerine verilmesi gerektiğini, davalı işveren vekili ise yetersiz müfettiş raporu ve eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürmektedir
B- BAM KARARI
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve dosya kapsamından, sigortalının iş yerinde asansör boşluğuna düşmesi şeklinde gerçekleşen kazanın, 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinin a bendi kapsamında tanımlandığı şekilde meydana geldiği ve sigortalı davacıyı bedenen engelli hale getirdiği, bu haliyle bir iş kazası olduğu, Kurumun bu yöndeki müfettiş raporu dolayısıyla kabulünün yargılama aşamasında gerçekleşmesi karşısında davanın konusuz kaldığı, heriki davalının da yargılamaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kararın vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı Kurum vekilinin ve davalı işveren istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili tarafından; Yerel Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediği gibi, aleyhlerine vekalet ücretine hükmedildiği, Kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediği, Kurumca yapılan işlemlerde bir hata olmadığı, belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.
Davalı İşveren vekili tarafından; Mahkemece, yeterli araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ve değerlendirme sonucu karar verildiği, eksik inceleme sonucu Sosyal Güvenlik kurumunun 17.02.2016 tarihli müfettiş raporuna göre, iş kazası olduğunun tespitine karar verildiğinden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davaya konu olan ve tespiti istenen "iş kazası" mevzuatımızda 506 sayılı Kanunun 11-a ve 5510 sayılı Kanunun 13. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, her iki kanunda da iş kazası tanımlanmamış, kazanın hangi hal ve durumlarda iş kazası sayılacağı yer ve zaman koşulları ile sınırlandırılarak belirlenmiştir
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 13. maddesinde İş Kazası;
"a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b)İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır." şeklinde belirlenmiştir.
İş kazası nedeniyle sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi öncelikle Kurumun zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olduğunu kabul etmesine bağlıdır. İş kazası olgusu Kurumca kabul edilmezse somut olayda olduğu gibi sigortalının ya da hak sahiplerinin olayın iş kazası olduğunu dava yolu ile tespit ettirmesi gerekmektedir.
Ne var ki, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde, bu olayın hükümde göz önüne alınması ve Mahkemenin, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Dava tüm tarafları bakımından konusuz kalmadıkça inceleme yapılması ve uyuşmazlığın sonuçlandırılması gerekir.
Somut olayda, davacının davalılara karşı 16.05.2015 tarihinde meydana gelen olayın 5510 sayılı Yasanın 13’üncü maddesi kapsamında iş kazası olduğunun tespiti için açtığı davada, Mahkemece, davalılardan Kurum tarafından olay nedeniyle yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 17.02.2016 tarihli raporuyla olayın iş kazası olduğunun kabul edilmesi nedeniyle yazılı şekilde davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmiş ise de, aslen Kurumca yapılan teftiş raporu sonrasında alınan kararın tek taraflı ve sadece davalı Kurumu bağlayıcı olduğu, diğer davalı bakımından da olayın nasıl olduğu ve 5510 sayılı Yasanın 13’inci maddesinde belirlenen şartları taşıyıp taşımadığı ve iş kazası olup olmadığı hususunun belirlenmesi ve uyuşmazlığı tüm taraflar yönünden kesin surette çözülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular gözönünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar .... Ltd. Şti. ve Kurum avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı Asya Hırdavat Paz.Mob.İnş.Taş.Gıda San. ve Tic.Ltd.Şti."ye iadesine, kararın bir örneğinin BAM"a, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 17.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.