10. Hukuk Dairesi 2018/6906 E. , 2019/6166 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı 10.04.1984-31.12.1995 tarihleri arasında, davalı ... ve Su İşler Bakanlığı bünyesinde ilçe köylerinin devlet arazilerinde ağaç dikme, teraslama, ağaç bakımı işlerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile asgari ücret ile devamlı çalıştığını, belirtilen süreler arasındaki bildirilmeyen süreler yönünden sigortalılığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrası verilen kararda; davalı işverenin kamu kurumu olduğu, 1983/3. dönem ve 1984/1.dönem davalı iş yeri olan Orman Genel Müdürlüğünce kuruma işe giriş bildirimi olması, puantaj kayıtlarının mevcudiyeti, 10/04/1984 tarihli işe giriş bildirgesinin olması nedeniyle söz konusu işe giriş bildirgesinin yasal hak düşürücü süre içerisinde kuruma verildiği, davacı tarafından 10/04/1984 ve 31/12/1995 tarihleri arasında aralıksız gerçekleştiği ileri sürülen fiili çalışma iddiası yönünden hak düşürücü süreden söz edilemeyeceği, dinlenen tanık anlatımlarından yapılan işin mevsimlik iş nitelinde olduğu, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 79/10 maddesi uyarınca yapılan değerlendirme neticesinde davalı işverenin kamu kurumu olması nedeniyle kurumca tutulan puantaj kayıtları neticesinde davacının 1983/3. dönem 18 gün, 1984/1. dönem 10 gün ve 1984/2. dönem 16 gün olmak üzere kuruma bildirilen çalışmasının olduğu, söz konusu işe giriş bildirgeleri ile bordrolarda bildirilen günler ve ücretlerin uyumlu olduğu, dinlenen aynı dönemde çalışan bordrolu tanıkların anlatımlarından fiili çalışma olgusunun söz konusu puantaj kayıtları ile kuruma bildirilen süreler dışında hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde inandırıcı şekilde ifade olunamadığı, söz konusu fiili çalışma olgusunun kanıtlanamaması sebebiyle de davalı iş yeri Orman Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın reddine karar verildiği, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere işverenin ... oluşu ve davanın Orman ve Su İşleri Bakanlığı yönünden husumetin bulunmaması nedeniyle bu davalı yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 86. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Dava dosyası incelendiğinde, her ne kadar mahkemece 1989-1994 yıllarında ağaç dikme işleri ile ilgili Kurumdan temin edilen bordrolar ve bordroda ismi geçen şahısların ifadelerine başvurulmak suretiyle, dosyadaki kayıt ve belgelerin değerlendirilmesi sonucunda fiili çalışma olgusunun ispatlanmadığı gerekçesiyle, davalı iş yeri Orman Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın reddine karar verilmişse de, dinlenen bordro tanıklarının büyük bir çoğunluğunun, ... Orman İşletme Müdürlüğünde çalıştıkları ancak davacının çalıştığını iddia ettiği ağaç dikimi, ağaç bakımı, fidanlama, teraslama vb. iş alanında çalışmadığı, bir başka ifadeyle çalışma faaliyet alanlarının farklı olduğu görülmekle, anılan iş yerindeki çalışma alanları ve faaliyet konuları ile çalışan işçi sayısı dikkate alındığında, resen araştırma yapılması gerektiği ilkesinden hareketle, ihtilaflı dönemi kapsayacak şekilde, davacı ile aynı iş kolunda ağaç dikimi, teraslama, ağaç bakımı, fidanlama işlerinde çalıştığı tespit edilen, bordrolu tanıkların (hizmet döküm cetvelleri getirtilmek suretiyle) kanaat edinmeye yetecek kadarının beyanlarına başvurulmalı ayrıca taraflara da, aynı iş kolunda çalışan tanıkların isimlerini bildirmeleri yönünde süre verilmeli, böylece, bu konuda yeterli ve gerekli tüm araştırma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip, takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.09.2019 günü oybirliği ile karar verildi.