Esas No: 2018/1266
Karar No: 2022/467
Karar Tarihi: 22.06.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1266 Esas 2022/467 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/1266
KARAR NO: 2022/467
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili --- tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil-----süreli bir bayilik sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmeye göre------- birinci davalıya akaryakıt ve diğer petrol ürünlerini ikmal edeceğini, bu davalının da sözleşme şartlarına göre münhasıran ------ veya onun izni ile diğer kaynaklardan mal tedarik edip kendi istasyonunda son tüketicilere satacağını, ---- sektörde güçlü bir şekilde faaliyete başlayabilmeleri için bayilerine belli şartlar mukabilinde ----başlangıcında nakit ödeme yaptığını, taraflar arasında imzalanmış ---- maddesinde açıkça yazdığı üzere bu ödeme ----geçerli olmak üzere ve bayiinin sözleşmeye konu ---- altında akaryakıt/otogaz satış faaliyetleri yürütmesi karşılığında ve istasyona özgü yatırım maliyetinin karşılanması maksadıyla yapıldığını, çerçeve ---- tarafından birinci davalıya ödenecek yatırım katılım bedeli tutarını --- olarak belirlediğini, aynı maddede ---- olarak hesaplanacağının taraflarca kabul edildiğini, bu anlaşma mucibince---- davalı bayi ---- tarihinde ---- bedelli bir fatura kestiğini, fatura bedelinin------ tarihinde hesaplar arası ----davalı bayinin ortada haklı bir sebep yokken---- tarihinde noterden keşide ettirdiği ihtarname ile bayilik sözleşmesini feshettiğini, yatırım katılım bedeli ----süreceği öngörülen bayilik sözleşmesine göre ödendiğini ve sözleşme henüz ----ayındayken yani süresinin dolmasına ---- davalı tarafından haksız bir şekilde feshedildiğini, erken fesih durumunda bayiye başta peşin ödenen yatırım katılım bedelinin akıbetinin ne olacağı ile ilgili çerçeve protokolün----Bayi işbu yatırım katılım bedelinin----yıllık anlaşma dönemi için tespit edilen miktarının işlememiş anlaşma dönemine tekabül eden kısmını ödeme tarihinden itibaren ----ranındaki faizi ile birlikte --- sabit kur üzerinden---- husustaki ilk yazılı ihbar/ihtarını müteakip ------ kabul ve taahhüt eder” hükmünü taşıdığını, diğer bir ifade ile ------- davalı bayinin işlememiş döneme tekabül eden yatırım katılım bedelini iade borcu olduğunu, ----- haksız fesih sebebiyle sözleşmesel haklarını kullandığını ve yatırım katılım bedelinin işlemeyen sözleşme dönemine ----- binaen ---- tutarlı gayri maddi hak bedel iadesi faturasını kesip davalıya gönderdiğini, ancak davalı tarafın söz konusu faturayı ---- tarihli noter ihtarnamesi ile iade ettiğini, ---- davalıya yukarıdaki fatura kesilmişse de bu faturanın bakiyesinin --- davalının---- takibe konulduğunu, ipotek takibinde yer alan ---- tutarlı alacağın ise araç tanıma sistemi nedeni ile ---davalının----oluşan borcuna ilişkin olduğunu, bu tutarın ---davalının--- alacağından ---yaptığı --- ödemenin düşülmesi sonrası kalan ----alacağı ertesinde ----davalıya ödediği ---- arasındaki fark olduğunu----- ödeme yaptığını ve bunu ipotek takibine eklediğini,----- davalının sözleşmesel yükümlülüklerinin teminatı olarak iki no.lu davalı şirket sahibi ---- maliki olduğu----- taşınmazı üzerinde ------potek kurduğunu, davacı ---------- tamamen sözleşmesel haklarını kullanmış olmasına rağmen bir no.lu davalının hem bayilik sözleşmesini ortada haklı bir gerekçe yokken feshettiğini hem de altında imzası olan yükümlülüklerinden kaynaklı ödemeleri yapmadığını, ayrıca her iki davalının icra takibine haksız bir şekilde itiraz ettiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davalıların--------sayılı dosyasına yaptıkları haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili ----- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ------ bahsedildiği gibi bir taahhüdünün bulunmadığını, ipotek senedinin davacının beyanlarının doğru olmadığını ispatladığını, davacı tarafın dava dilekçesinde ------- davacı şirket ile davalı şirket arasında tanzim edilen sözleşmesel yükümlülüklerinin teminatı olarak maliki bulunduğu taşınmazda davacı şirket lehine ipotek tesis ettiğini iddia ettiğini, oysa bu iddianın doğru olmadığını, müvekkili ------ bayilik sözleşmesi ve çerçeve protokolün tarafı olmadığını, bu durumda müvekkilinin sorumluluğunun ipotek senedine göre belirleneceğini, ipotek senedinde;------adına vekaleten ----- aldığı---- bedel mukabilinde diğer kredi için ----- derecede kanuni faiz ve ------ tesis -------- ifadesinin bulunduğunu, ipotek senedinde ve davalı şirket unvanı ne her iki şirket arasındaki sözleşme nede bu sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin teminatından bahsedilmediğini, ipotek alacaklısı da ipotek borçlusu da ipotek senedi ile bağlı olduğunu, bu halde davacının davalı şirketin borcundan dolayı söz konusu ipoteğe dayalı olarak bedel talep etmesinin, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişmesinin imkanının bulunmadığını, davanın öncelikle bu sebeple ret edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğini, davacı şirketin haksız olarak cezai şart adı altında tahsilat yapmış olup bu bedel dikkate alındığında müvekkili şirketin borcunun değil davacı şirketten alacağının olduğunun anlaşılacağını, müvekkili şirketin davacı şirket ile anlaşmadan başka bir dağıtım şirketi olan-------- bayisi olarak uzun yıllar faaliyet gösterdiğini,----- sözleşmenin sona ermesi akabinde müvekkili şirket ile davacı şirket arasında asgari eskisi kadar gelir elde edileceği inancı ve düşüncesi ile sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin eskisinden daha çok gayret ve özveri ile çalışmasına rağmen eski günlük satış rakamlarına ulaşamadığını, aradan geçen zaman hiçbir surette bu rakamlara ulaşılamayacağının anlaşıldığından, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı olarak tek taraflı feshedildiğini, müvekkili şirketin ------ başlıklı olduğunu, yukarıda --- aylık süre için verilen takamlar dikkate alındığında bu zararın telafisinin sözleşmenin uyarlanması ile mümkün olamayacağını,------- azalan müvekkili şirketin ticari hayatına devam edebilmesi için sözleşmeyi feshetmekten başka çaresinin kalmadığını, müvekkili şirketin sözleşmeyi haklı olarak feshettikten sonra davacı tarafından müvekkili şirkete iki adet fatura gönderildiğini, bu faturalardan birinin yatırım desteğinin iadesine ilişkin fatura diğerinin ise sözleşmenin haksız feshedildiğine dair cezai şart faturası olduğunu, bu cezai şart faturasının ------ tutarında olduğunu, taraflar arasında tanzim edilen sözleşmede sözleşmenin süresinden önce haksız olarak feshedilmesi halinde ödeneceği düzenlenen cezai şart faturasının fesih haksız olmamasına rağmen davacı tarafından düzenlenip müvekkili şirkete gönderildiğini, müvekkili şirketin davacının keşide ettiği bu iki faturayı süresi içinde iade ettiğini, iade edilen faturaların hukuken bir değere sahip değilse de davacı şirketin sanki sözleşme yürürlükteymiş gibi faturayı bankaya ibraz ederek bedelini aldığını, bu hususun daha detaylı olarak izah edilmesi gerektiğini, bu tarz süreklilik arz eden sürekli bir tarafın mal alış faturası düzenlediği, diğer tarafında bu malın bedelini ödediği sözleşmelerde------- adı verilen bir ödeme sistemi kullanıldığını, bu sistemde borçlunun bankaya başvurarak ve talimat vererek kendisine bir hesap ve limit açmasını istemekte, alacaklı tarafın sözleşme kapsamında mal satışından kaynaklanan faturaları ibraz etmesi halinde hesabındaki paradan, hesabında yeterince para yoksa tahsis edilen krediden söz konuşu bedeli ödemesini istediğini, bu sistemin sadece ve sadece sözleşme yürürlükte kaldığı süre boyunca ve yine sadece mal satışından kaynaklanan alacaklarda kullanılacağının tartışmasız olduğunu, bu konudaki düzenlemenin taraflar arasındaki -----tarihli belgede yer aldığını, davacı şirketin söz konusu faturaları sözleşme yürürlükten kalktıktan sonra düzenlediğini, bu faturalar mal satışına ilişkin olmamasına rağmen bankaya ibraz ettiğini ve bedellerini tahsil ettiğini, feshin haklı olup olmadığını, cezai şartın ödenip ödenmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiği gibi, yürürlükte sözleşme ve kabul edilen faturalar yokken bu hususlar gizlenerek bankanın yanıltılması ve faturaların tahsil edilmesinin davacının kötü niyetli olduğunu ve müvekkili şirketten fazla bir bedel tahsil ettiğini ispat ettiğini, bankaların söz konusu bedelleri cezai şart veya yatırım bedeli diye ayırmamış, hesaptaki bedeli ve kredi tutarını dikkate alarak ibraz edilen iki faturayı ödediğini, mahkemenin davacı şirketin yatırım bedeli almaya hak kazandığına kanaat getirmesi halinde, davacı şirketin haksız ve fazla olarak tahsil ettiği bedeileri dikkate alarak bu bedellerden yatırım bedelini düşmesi gerektiğini, davacı şirket takip talebi ile bağlı olup takip talebinde herhangi bir detay içermeyen alacak kalemlerini dava ile detaylandırılmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili ----temerrüde düşürmediğini, bu sebeple faiz talep etmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirkete usulüne uygun tebliğ yapılmadan müvekkilinin yokluğunda ve dinlenme hakkı tanınmadan yapılan tüm işlemlerin yok hükmünde olduğunu belirterek müvekkil şirkete usulüne uygun tebliğ yapılmadığının tespiti ile yokluğunda yapılan işlemlerin iptaline, ipotek senedinde müvekkili şirketin sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerinden ve hatta müvekkil şirketten bahsedilmediğinden, taraflar ipotek senedi içeriği ile bağlı bulunduğundan, ipotek senedi içeriği ile bağdaşmayan davanın reddine, itirazın iptali davasında davacı şirket takip talebi ile bağlı bulunduğundan herhangi bir detay ve ek yer almayan sadece "diğer" ve "fatura" açıklamalarının yer aldığı takip talebinin dava ile genişletilmesi mümkün olmadığından davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davacı şirketin sözleşme yürürlükten kalktıktan sonra düzenlediği ve hukuka aykırı bir şekilde bankalardaki------- sisteminden tahsil ettiği bedellerin dikkate alınmasına, vs sebeplerle davanın reddine ve yargılama giderinin davacı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun 67/1,2. Maddesindeki "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Celp ve tetkik edilen ---- dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından ----tarihli takip talebi ile davalılar takip borçluları hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlularına tebliği üzerine davalı takip borçlularının süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı ----arasında bayiilik ilişkisi bulunduğu, bayilik ilişkisinde davalı şirketin muhtemel borçlarının teminatı olarak davalı tarafından----- adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davacı şirket lehine birinci dereceden ------bedelli ipotek tesis edildiği, davacı tarafından davalı şirketin borcu bulunduğu gerekçesiyle davalılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
TMK’nun 887. maddesi göre; “İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.” TMK 887 hükmü uyarınca ipotekli taşınmazın malikinin borçtan şahsen sorumlu olmaması durumunda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilmesi için takipten önce taşınmaz malikinin ve borçlunun bir ihtar ile temerrüde düşürülmesi gerekmektedir ----- Davalılardan ------ kendi taşınmazı üzerinde yer alan ipoteği diğer davalı şirketin borcunun teminatı olarak verdiği, dolayısıyla borçtan şahsen sorumlu olmadığı, davacı tarafça takipten önce davalıya ihtarname gönderilmediği, eldeki davada TMK 887 uyarınca ipotek borçlusuna takipten önce ihtarname gönderilmesi özel takip şartı olduğu, takip şartı gerçekleşmeden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişilmesi nedeniyle itirazın iptali davasının ön koşulu olan usulüne uygun icra takibi bulunması koşulunun eldeki davada gerçekleşmediği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın USULDEN REDDİNE,
2.Başlangıçta peşin olarak alınan---- harcın alınması gerekli olan ----- harçtan mahsubu ile fazla alınan ----- karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4. Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 81,50 TL olmak üzere toplam 81,50 TL'nin davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
5.Davalı taraf yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 'nin 7/1-2 maddeleri uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
6.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine,
Dair, davacı vekili (e duruşma yöntemi ile) ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ----------- Adliye Mahkemesi'ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.