13. Hukuk Dairesi 2018/6572 E. , 2019/2145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet Bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 10.000.000 TL (eski para) peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken, düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 21.337,52 TL."ye yükseltmiştir.
Davalılar, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemenin davanın reddine dair kararının Dairemizce davacı yararına bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kısmen kabulü ile; 6.435,84 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen bu alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarça temyiz edilmiştir.
1-Mahkemenin 19/02/2014 tarih ve 2011/425 Esas, 2014/333 Karar sayılı kararının davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 24/02/2016 tarih ve 2015/40525 Esas 2016/5717 Karar sayılı ilamı ile “... Mahkemece, davacının peşin olarak yatırdığı paranın ilk taksitlerin ödenmesi aşamasında borçtan mahsup edildiği yönünde soyut ifadelerle davanın reddine karar verilmiş ise de; Yargılama sırasında mahsup yapıldığı ve mahsup yapılmadığı yönünde düzenlenen bilirkişi raporlarına karşı tarafların itirazları da dikkate alınarak taraflardan ve kurumlardan celbedilen yazı ve belgeler üzerinde taraf ve yargı denetimine esas yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp mahsup işleminin yapılıp yapılmadığı somut olarak kanıtlanmadan sadece celbedilen yazılar ve belgelerdeki soyut ifadeler ve emsal içtihat üzerine varsayıma dayalı olarak ödenen peşinatın mahsup edildiğinin kabulü yürürlükteki mevzuata ve evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır. Bu durum Anayasa Mahkemesi" nin 17.07.2014 tarih ve 2013/4495 Başvuru sayılı ilamında da açıkça belirtilmiştir. O halde, mahkemece, ödenen peşinatın mahsup edilip edilmediği yönünde, tüm belgeler üzerinde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ödenen peşinatın mahsup edildiği somut olarak kanıtlandığı takdirde davanın reddine şayet mahsup işlemi somut olarak kanıtlanamıyorsa davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken ...” gerekçesiyle davacı yararına hükmün bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporunda, davacı tarafından yatırılan peşinatın borçlandırma işlemi sırasında mahsup edilmediği, ancak maliyet hesabına göre davacının maliyetin altında borçlandığı şeklinde görüş bildirmiştir. Mahkemece, davacı tarafa tahsis olunan taşınmaz inşaat maliyet bedellerinden mahsup edilmesi gerekirken mahsup edilmediğinin tespit edildiği, mahsup işleminin yapıldığının ispat yükünün davalı tarafta olduğu, davalının bunu somut ve net deliller ile ispatının gerektiğini, dosya kapsamı itibari ile bu mahsubun ispat edilemediği, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1. maddesinde "... borçlu, yukarıda belirtilen miktarın kullandırılmış krediye göre saptanmış olduğunu, borçlanmaya esas kesin maliyetin, inşaatın tamamlanması aşamasından sonra yapılacak kesin hesaplardan sonra tespit edileceğini ve kesin hesap sonucu bulunacak maliyete göre borç miktarının artması halinde, artan miktar için de işbu borçlanma sözleşmesinin aynen takbik edileceğini, bankaca kesin hesap şekline herhangi bir itirazı olmayacağını peşinatın ve taksit tutarlarının artış oranına göre yeniden belirlenecek bu sözleşme hükümlerine göre ödeneceğini, kabul ve beyan eder." şeklinde düzenlenmeye yer verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp borçlandırma sözleşmesi ile 70.732.792 TL (eski para), borçlanma senedi ile 4.833.142 TL olmak üzere toplam 75.565.934 TL kredi kullanıp, ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 100.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği ve böylece davacının kullandığı kredi miktarı tutarında borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin davacı borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, davacı tarafından yatırılan peşinatın borçtan mahsup edildiği kabul edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazları ile davalı Cumhurbaşkanlığı"nın sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
3-Mahkemece, davanın kısmen kısmen kabulü ile; 6.435,84 TL"nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, şeklinde tek davalı hakkında hüküm kurulmuş ise de; yukarıda birinci bent gereğince bozma yapıldığından bu husus ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ile davalı Cumhurbaşkanlığı"nın sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 35,90 TL harcın istek halinde davalı Toki"ye iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.