Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Siirt Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.02.2006 gün ve 2006/11 E- 111 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 10.05.2006 gün ve 2006/3901-5406 sayılı ilamı ile;

(...Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğiyle açılmış, daha sonra bedel karşılığı terkin ve ecrimisile dönüştürülmüştür.

Önceden kurulan hükmün bozulmasına dair 07.07.2005 gün ve 7576-8506 sayılı daire kararında ve 05.12.2005 tarih 12625-12921 sayılı karar düzeltme isteğinin reddine dair kararda mahkemece kurulan hükümdeki işin esası benimsenmiş, ancak bedel yönünden takdir edilecek zemin bedelinin, bilirkişi marifetiyle saptanacak değer olması gerektiğine işaret edilmiştir.

Bozma ilamına uyulmakla taraflar yönünden kazanılmış hak doğacağı, orada değinilen hususların mahkemece yerine getirilmesinin zorunlu hale geleceği kuşkusuzdur.

Ne varki bozmaya uyulmuş olmasına karşın gerekleri yerine getirilmemiştir.

Hal böyle olunca, bozma kararı ve karar düzeltme üzerine verilen kararda belirtildiği şekilde taşınmazın arsa değerinin saptanması ve davacıların payı gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, el atmanın önlenmesi, kal, ecrimisil isteği ile açılmış, davacılar daha sonra ıslah yoluyla 60.000 YTL tazminat karşılığı davalılar adlarına tescil isteğinde bulunmuşlardır.

Yerel mahkemece ilk kararda, taşınmazın bilirkişilerce belirlenen asgari levazım bedeli üzerinden davacıların paylarına düşen bedelin ödenmesine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece belirlenen zemin bedelinden davacılar paylarına isabet eden miktarın davalılardan tahsiline, bunun karşılığı payın davalılar adlarına tesciline karar verilmesi gerektiğinden söz edilerek bozulmuştur.

Davalı Erdal K......"nun karar düzeltme isteği üzerine Özel Dairece, bozma kararında sözü edilen zemin değerinin, mahkemece konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulunca bilimsel verilere ve yöntemlere uygun olarak saptanmak suretiyle tayin ve takdir edileceği vurgulanmak suretiyle konuya açıklık getirilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyulmasına karşın, önceki keşifte belirlenen zemin değerinden davacıların payları karşılığı bedelin davalılardan alınması gerektiği sonucuna varılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.

Mahkemenin, Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Yani bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar vermek mükellefiyeti meydana gelir. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı bulunması usule uygun sayılmaz ve bozma sebebidir.

Somut olayda, Özel Dairenin ilk bozma kararı ve karar düzeltme aşamasındaki açıklaması, mahkemenin bozmaya uyulmasına karar vermesi karşısında, bozma ilamında değinilen biçimde taşınmazın zemin değerinin belirlenmesi bakımından araştırma yapılması zorunludur.

O halde, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 24.01.2007 gününde oyçokluğu ile karar verildi.