23. Hukuk Dairesi 2014/8090 E. , 2015/1132 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen kayıt kabul davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 19.06.2014 gün ve 1390 Esas, 4730 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Dairemiz kararı; davacı vekiline 25.07.2014 günü tebliğ edilmesine karşın, İİK"nın 366/3. maddesi hükmünde öngörülen 10 günlük süre geçildikten sonra, 11.08.2014 tarihinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olup, kayıt kabul istemine ilişkin davalar, karar düzeltme isteminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nın 103/1-e madde hükmü uyarınca adli tatilde görülebileceğinden, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin süre yönünden reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.02.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
İİK"nın 235/1 maddesi uyarınca ticaret mahkemesinde açılan iflasta kayıt kabul davaları sonunda verilen kararlara karşı temyiz kanun yolu bakımından, temyiz süresinin kaç gün olduğu, sürenin tefhimden mi tebliğden mi başlayacağı konusunda İİK"da açıklık yoktur. Dairemizin sayın çoğunluğu İİK"nın 164/1. maddesi uyarınca temyiz süresinin 10 gün olduğunu kabul etmektedir. İİK"nın 164/1. maddesi iflas davasında kararın tebliğinden itibaren temyiz süresinin 10 gün olduğunu düzenlemiştir. Bu hüküm istisna getiren bir düzenleme olup sadece iflas davasına ilişkin verilen kararla sınırlı uygulanabilir. İstisnanın dar yorumlanması, kıyas yoluyla genişletilmemesi ana kural olduğuna göre aynı hükmün ticaret mahkemesinde görülen iflasta kayıt kabul davalarında uygulanamayacağı açıktır. Kanunda istisnai bir düzenleme yer almadığından, temyiz süresi de genel hükümlere göre belirlenmelidir.
Nitekim İİK, icra mahkemesi dışında görülen davalar bakımından genel uygulamadan ayrılıp istisna getirmişse bunu iflas davası yönünden İİK"nın 164/1"de olduğu gibi kararın tebliğinden, iflasın ertelenmesinde İİK"nın 181 atfıyla 164/1"de kararın tebliğinden, iflasın kaldırılması davasında İİK"nın 182"de kararın tebliğinden, iflasın kapatılması davasında İİK 254/4"de kararın tebliğinden, konkordatonun tasdik ya da reddinde İİK 299"da kararın tefhiminden, konkordatonun bir alacaklı yönünden feshinde İİK 307"de kararın tebliğinden, konkordatonun tamamen feshinde İİK"nın 308/2 atfıyla 299"da kararın tefhiminden itibaren 10 gün olduğunu, icra mahkemesinden verilen istisnaen temyiz yolu tanınan kararlar için de İİK"nın 363"de 10 günlük temyiz süresi olduğunu kanun düzenlemiştir.
Dairemiz kurulmadan önce bu tür davalara bakan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 17.02.2010 tarih 2009/12367 E., 2010/1590 K. sayılı kararındaki karşı oydaki görüş ile doktrinde Prof. Dr. B. Kuru, İcra İflas Hukuku El Kitabı Ankara 2013 s. 1332-1333"de temyiz suresinin genel hükümlere uygun olarak 15 gün olduğunu ileri sürmekte, yine Prof. Dr. T. Muşul da İcra İflas Hukuku 5. baskı Ankara 2013 s. 1409-1410"da yukarıda zikredilen karşı oydaki görüşe atıfla gerekçelendirerek temyiz süresinin genel hükümlere göre belirlenebileceğini zikretmektedir.
Genel hükümlere uygun şekilde temyiz süresinin 15 gün olduğu kabulümde olduğundan, aynı şekilde karar düzeltme süresinin de HUMK 440/1. maddesi uyarınca 15 gün olduğunun kabulü gerekir.
Öte yandan, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle İİK"nın 223. maddesi ve bu maddeye göre çıkarılan İflas İdaresi Ücreti, Yazı ve Tebliğ Masrafı Tarifesi Hakkında Tebliğ"in 10. maddesi uyarınca tebliğ masrafının avans (para) olarak yatırılması gerekmesine göre, davacı vekilinin karar düzeltme itirazları yerinde değildir.
Hal bölye olunca iflas kayıt kabul davalarında iflas davası için hüküm içeren İİK"nın 164/1. maddesinin uygulama yeri bulunmadığını, genel hükümlerin uygulanması ile HUMK"nın 440/1. maddesi uyarınca karar düzeltme süresinin 15 gün olduğunu kabul ettiğimden, karar düzeltme süresinde olduğundan, işin esasının incelenmesi görüşünde olduğumdan aksi yönde oluşan Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum.