Davacı M.. A.. vekili Avukat H. T.. tarafından, davalı İ.. B.. aleyhine 12/03/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 23/10/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı, tarlasında yer alan trafodan çıkan kıvılcımlar sonucu uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı İ.. B.., trafonun kendilerine ait olmadığını beyanla, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle istemin reddine dair verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı idarenin sorumluluk sahasında yer alan trafodaki yangın nedeniyle davacıya ait taşınmazda meydana gelen zararın tahsiline ilişkin olup, zararlı sonucun hizmet eksikliği ve hizmetin gereği gibi denetlenmemesi sonucu oluştuğu anlaşılmaktadır. Kamu hizmetini sunmak ve bu anlamda gerekli hazırlıkları yapmak davalı idarenin kanundan doğan görevi olup, bu görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdare"nin işlemi ya da eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası"nın 2/1-b maddesi gereğince İdare"ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden dikkate alınır. Yerel mahkemece yargı yolu bakımından görevsizlik kararı yerine, yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.