21. Hukuk Dairesi 2014/21274 E. , 2015/1242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı şirkete ait işyerinde 01.06.1994- 29.02.2004 tarihleri arasında geçen fiili çalışmalarının itibari hizmet süresinden sayılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava ehliyeti, gerçek ve tüzel kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci veya vekil aracılığı ile bir davayı takip etme ve usuli işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti dava şartlarından olup davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden gözönünde tutulması gerekir.
Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Fesih ve tasfiye işlemi, bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eder. Tüzel kişiliğini kaybeden anonim şirketlere davada husumet tevcih edilebilmesi için şirketin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın anonim şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir. Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir.
Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Sicili"ne husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesi"nde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa HMK"nın 52. ve 54. maddeleri hükümleri uyarınca uygun bir önel verilmelidir. Dava açıldığı, takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme olanağı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davanın 17/01/2012 tarhinde açılmış olduğu, Dairemizin 25/11/2013 tarih ve 2012/16876 Esas ve 2013/21726 Karar No lu ilamı ile “dosyada bulunan Ticaret Sicil Memurluğu"nun 12.04.2012 tarihli yazısında davalı şirketin 19.10.2011 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında tasfiye kapanışı yaptığı, ticaret sicil memurluğundaki sicil kaydının 21.10.2012 tarihinde silindiği belirtilmektedir. Dava dilekçesinin, davalı şirketin bu adresine 35. maddeye göre tebliğ edildiği, gerekçeli kararın ise tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, gerektiğinde davalı şirketin ihyasının sağlanması için davacıya uygun süre verilerek gerekçeli kararın davalı...Gazetecilik Yayıncılık Ambalaj San. Tic. AŞ"ne yöntemince tebliğ edilmek üzere” denilmek suretiyle dosyanın Mahkemesine geri çevrildiği, geri çevirme ilamı neticesi Mahkemece şirketin ihyası için davacı tarafa 3(üç) aylık kesin süre verildiği, verilen bu kararın davacı vekiline 02/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından ihya kararından rücü edilmesi için sunulan talep dilekçesinin Mahkemece reddolunduğu, bunun üzerine davacı vekili tarafından sunulan 02/10/2014 tarihli dilekçe ile davacının emekliliğe hak kazanamaması ve bu nedenle içinde bulunduğu mali koşullar nedeniyle süresi içerisinde ihya yoluna gidilemediğinin belirtiltildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda dava nitelikçe itibarî hizmetin tespiti istemine ilişin olup bu nitelikteki davalarda kurulacak hükmün hak alanlarını ilgilendirmesi nedeniyle Kurum"un ve işverenin taraf olmaları zorunludur. Hal böyle olunca davalı...Gazetecilik Yayıncılık Ambalaj San. Tic. AŞ."nin tüzel kişiliğinin tümüyle ortadan kalktığının da anlaşılmasına göre, açılan davada pasif husumetin davalı şirkete yöneltilebilmesi için yukarıda açıklandığı üzere yeniden şirketin ihyasının sağlanması hususunda davacıya önel verilerek neticesine göre karar verilmesi gerekmektedir.
Yapılacak iş, davalı anonim şirket ile ilgili olarak ihya yapması için davacıya süre vermek, taraf teşkilini sağlamak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.