Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4431
Karar No: 2015/1128
Karar Tarihi: 24.02.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/4431 Esas 2015/1128 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/4431 E.  ,  2015/1128 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalının birikmiş aidat borcunun tahsili amacıyla başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 17.980,00 TL asıl alacak 88.428,23 TL bakımından itirazın iptaline, %40 icra inkâr tazminatının tahsiline dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin, 09.12.2012 tarih ve 2011/4558 E., 2012/911 K. sayılı ilamıyla, davacı kooperatife ait 2002 yılı ve öncesi tüm kayıt ve belgeler istendikten sonra ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2004/365 E., sayılı dosyadaki iddianame ve alınan raporlar değerlendirilerek davalının borç miktarı ile ilgili rapor alınması gerektiği belirtilerek, diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 17.980,00 TL aidat, 22.088,07 TL işlemiş gecikme faizi olmak üzere toplam 40.068,07 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile bu miktar üzerinden itirazın iptaline, %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle işleyecek faiz oranı ile ilgili temyiz itirazı ileri sürülmemiş olmasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış oldukları bir sözleşmeyle ortadan kaldırılmaması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf, hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinden de etkin olur. Bu niteliği ile takas, inşai bir haktır. Mahsup ise bir inşai hak ya da def"i olmayıp, bir itirazdır. (YHGK"nın 24.05.1950 gün ve 74 E, 31 K sayılı ilamı bu yöndedir.) Örnek vermek gerekir ise, bir alacak davasında, davalı kendisinin de bir başka ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu savunuyorsa bu bir takas savunmasıdır. Buna karşın, haksız mal edinme iddiasına dayalı bir geri alma davasında, davalı indirimi gerekli bir kısım giderleri olduğunu, ya da TBK"nın 227/2. ve 475/2. maddelerinde olduğu gibi, bir indirim yapılması gereğini savunursa, yapılması gereken iş mahsuptur.
    Somut olayda, davalı taraf, bozma kararı öncesi 05.04.2010 tarihli ek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davacı kooperatifin yönetim kurulu başkanlığını yaptığı 13.09.2003 tarihine kadar ki döneme ilişkin aidat ve faiz borcunun bulunmasının mümkün olmadığını, kendisi dahil tüm yönetim kurulu üyelerinin aidat borçlarının aylık huzur haklarından mahsup edildiğini, bu nedenle borç hesabının bu tarihten sonraki döneme ilişkin olarak yapılması gerektiğini savunarak, mahsup itirazında bulunmuştur. Dosyanın incelenmesinden, aidat borcu hesabının 01.01.2000 tarihi ile icra takip tarihi olan 21.01.2008 arası döneme ilişkin olarak hesaplandığı, önceki dönemden devreden bir borcun bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalının 30.01.2000 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, 01.02.2000 tarih 65 sayılı yönetim kurulu kararı ile de başkanlığa seçildiği ve 13.09.2003 tarihine kadar bu görevi sürdürdüğü belirlenmiş ise de, bu döneme ilişkin davalının huzur hakkı alacağı ile ilgili mahsup itirazı üzerinde durulmamış, bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Dosya içeriğindeki genel kurul kararlarından, bu dönem içerisinde kooperatif başkan ve yönetim kurulu üyeleri için huzur hakkı belirlendiği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, genel kurullarda huzur hakkı tahsisi ile ilgili alınmış bir karar bulunmamış olsa idi dahi huzur hakkının, verilen bir emeğin karşılığı olmasına ve Anayasamızın 55. maddesinde bu hakkın güvence altına alınmış olmasına göre, gerektiğinde bilirkişilerden alınacak rapor ile bu emeğin karşılığının belirlenmesi gerekecek idi.
    Bu durumda mahkemece, davalının yönetim kurulu başkanlığı yaptığı 01.02.2000-13.09.2003 dönemine ilişkin genel kurul ve yönetim kurulu kararları ve kooperatif kayıtları incelenerek, davalının savunmasında belirtiği gibi bir mahsup uygulamasının veya davalının bakiye huzur hakkı alacağının bulunup bulunmadığı belirlenerek, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, davalının bu savunması üzerinde durulmadan, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi