"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Ankara 16.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.10.2005 gün ve 77-1065 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 13.6.2006 gün ve 35065-17304 sayılı ilamı ile, (...Davacının ikramiye alacağı isteği 2001 yılı ekonomik mali kriz nedeniyle uygulaması kaldırılan ikramiyenin ödetilmesine ilişkin olup mahkemece işe iade davasının karar gerekçesindeki ibarelere dayanılarak kabul edilmiştir. Her ne kadar davacının iş sözleşmesinde yılda dört ikramiye ödenmesine ilişkin hüküm bulunmaktaysa da genel müdür yardımcısı pozisyonunda bulunan kişinin bu uygulamanın Yönetim Kurulu kararıyla 2002 yılında kaldırılmasından sonra bu konuda uyuşmazlık çıkarmaması işyeri koşulu oluşturur.
Öte yandan işe iade davası ile işçi alacağı davasının birlikte görülmesi Dairemizce uygun bulunmadığından, Ankara 11. İş Mahkemesinin 24.12.2003 tarih ve 2003/1513-2201 sayılı kararı işe iade davası olarak yerel mahkeme kararı bozularak ortadan kaldırılarak yeni hüküm kurulmuştur. Anılan karara ilişkin Dairemiz kararının gerekçe kısmı maddi hataya dayandığından usulü kazanılmış hak doğmaz.
Bu durumda emsal kararlar doğrultusunda davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalıdır....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Fesih bildirimine itiraz ve usulü düzenleyen 1475 sayılı Mülga İş Kanununun 13/C, 4857 sayılı İş Kanununun 20/3.maddesinde; "İşe iade davaları" seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır, mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388.maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların,mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık şüphe ve tereddüt uyardırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
İşe iade davasına ilişkin yerel mahkeme kararı, temyiz incelemesini yapan Yüksek Dairece bozularak ortadan kaldırılmış, kesin olarak hüküm yeniden kurulmuştur.
Yerel mahkemece; açılıp kesinleşen işe iade davasında Yüksek Dairece verilen bu kararın gerekçe bölümünde, ikramiye alacağına ilişkin olarak yer alan bir ifadenin, ikramiye alacağına ilişkin açılmış olan eldeki davada kesin delil, usuli kazanılmış hak oluşturacağı belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
İşe iade davaları, nitelikleri gereğince diğer işçilik alacakları istemine ilişkin davalar ile birlikte görülmemektedir.
Yüksek Dairenin, "işe iade davası" olarak ele aldığı bir dosyanın temyizi sonrasında verdiği kararın hüküm fıkrasında yer almayan bir hususun, kararının gerekçe kısmında yer almış olması maddi hataya dayalı bulunmaktadır.
Bilindiği üzere usul kuralları kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olup, bozma kararının gerekçesinde yapıldığı belirlenen maddi hata, taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşturmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 13.3.2002 gün ve 2002/8-183-187 sayılı kararı).
Maddi hataya dayalı olduğu anlaşılan ifadenin, eldeki ikramiye alacağına ilişkin bu davada usuli kazanılmış hak, kesin delil oluşturmayacağı hukuksal gerçeği karşısında, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.1.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.