12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/7921 Karar No: 2012/25649
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/7921 Esas 2012/25649 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/7921 E. , 2012/25649 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 29/12/2011 NUMARASI : 2011/961-2011/1736
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK. nun 68/1. maddesi gereğince, talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar ve noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını mutazammın bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, borçlunun imzasını taşıyan ve borç ikrarını içeren bir belge alacaklı tarafından sunulmuş değildir. İİK’ nun 68/1. maddesinde yer alan, yetkili makamların düzenledikleri belgelerin ise takip dayanağı yapılıp, ilamsız takibe konulabilmesi için, kanunda bu belgelerin, İİK. nun 68. maddesinde sayılanlardan olduğuna ilişkin özel hüküm gereklidir. (İİK’ nun 143/2, 105/1, 251/1, 634 sayılı kanunun 37. maddesi gibi). Somut olayda, alacaklı tarafından, borçlu bankanın hesabından izni olmaksızın 3. kişilere ödeme yaptığı iddiasıyla banka aleyhine genel haciz yolu ile takip yaptığı, borçlunun ise asıl alacağın 7.200TL dışındaki kısmına, işlemiş faize ve takipten sonra talep edilen faiz oranına itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Alacaklı tarafından takipte, İİK. nun 68. maddesinde yazılı borçlunun imzasını taşıyan ve mücerret borç ikrarını gösterir nitelikte herhangi bir belgeye dayanılmamıştır. Bu nedenle borçlunun kabul ettiği miktar dışında kalan asıl alacak yönünden itirazın kaldırılması talebinin yasal dayanağı yoktur. Öte yandan itiraz edilmeyerek kesinleşen asıl alacak yönünden borçlunun takip tarihinden daha önce temerrüde düşüp düşmediğinin İİK. nun 68/1.maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatı gerekecektir. Bunun ispatlanamaması halinde ise borçlunun en geç takip tarihinde temerrüde düşeceği muhakkaktır. Alacaklı, borçlunun kabul ettiği miktar yönünden takip tarihinden daha önce temerrüde düştüğünü İİK. nun İİK.nun 68/1.maddesinde yazılı nitelikteki belgelerden biri ile ispat edemediğine göre, kesinleşen alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz hesaplanması gerekir. Buna göre, itiraz edilen 100,00 TL asıl alacağın tahsili ile itiraz edilmeyerek kesinleşen asıl alacak için takip tarihinden öncesine ilişkin işlemiş faiz talebi ile takip tarihinden sonrası yönünden yasal faiz oranının üzerinde faiz talep edilip edilemeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece, itirazın kaldırılması istemin kısmen kabul edilerek, kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden sonra yasal faiz uygulanması gerektiği yönünde hüküm tesisi yerine istemin tümden kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.