17. Hukuk Dairesi 2015/6469 E. , 2018/4738 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 8.5.2018 Salı günü davacılar vekili Av.... ile davalılar ... ve...Gıda Ltd. Şti vekilleri Av. ... geldi. Davalı ... şirketi tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili, 04/04/2006 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası neticesinde davacılar desteği sürücü ..."un vefat ettiğini, kaza günü yapılan keşif ve bilirkişi raporlarına göre davalı (karşı) sürücü ..."un kusurlu bulunduğunu, davalı hakkında ...1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2006/319 E. sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını ve 2007/65 sayılı kararı ile cezalandırılarak mahkum olduğunu, kazaya ve ..."un ölümüne sebebiyet veren ... plakalı minibüsün...Gıda Ltd. Şti. adına kayıtlı olup Anadolu Sigorta AŞ tarafından sigortalı olduğunu, müvekkili ..."ın eşinden uzun süre önce boşandığını, diğer oğlu ... ile müteveffa oğlu ..."un katkılarıyla geçimini sürdürdüğünü, hastane ve defin masrafları ile destekten yoksun kalma nedeniyle uğranılan tüm maddi zararlarının karşılanması amacıyla müvekkili ... için 30.000,00 TL maddi tazminatın ve ayrıca davacılar için ayrı ayrı 15.000,00"er TL manevi tazminatın 04.04.2006 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup "ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir" şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nun 45/II.maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma tazminatının doğması için, ölen kişinin üçüncü kişiye yardımda bulunması destek olması gerekir. Bu anlamda destek, tazminat hakkı bulunan kişiye fiilen, düzenli ve sürekli bir şekilde bakan veya bakması kuvvetle muhtemel kişi olmalıdır. Desteğin, ölüm halinde fiilen mevcut olması şart değildir. İlerde destek olunması mümkündür. Çocukların anne-babaya destek olmaları ise hayatın olağan akışına uygun bir durumdur. Nitekim, Yargıtay kararlarında açıkca, evladın ileride ana- babasına destek olacağı kabul edilmiştir. Bunun aksini iddia eden, ispat etmek zorundadır. Kaldı ki somut olayda destek ... ile davacı annesi Şükriye"nin aynı evde ikamet ettikleri de tanık beyanları ile sabittir.
Bu durumda mahkemece, davacı anne yönünden dava dilekçesinde talep edilmiş olan maddi zarar kalemleri yönünden, deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Manevi tazminat hakkında hüküm kurulurken, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nın 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır.
Somut olayda,davacı ..."nin oğlu ve diğer davacı ..."in kardeşi olan ... vefat etmiş olup davacılar ile vefat eden arasındaki ana-oğul ve abi-kardeş ilişkisi gözetildiğinde, davacıların ..."un vefatından ötürü üzüntü duymadıklarını ve sözkonusu ölüm olayından manevi olarak etkilenmemiş olduklarını kabul etmek hayatın olağan akışına aykırıdır.
Bu durumda mahkemece davacılar için hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1)ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 08.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.