"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "vekalet ücretinden kaynaklanan çekişmenin giderilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 17.01.2005 gün ve 2004/745 E.,2005/6 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 15.02.2006 gün ve 2006/113 E.,2006/1155 K. sayılı ilamı ile,
(...Davacı, davalı Belediyenin sözleşmeli avukatı olarak takip ettiği davalar sonucunda mahkemelerce hükmedilen vekalet ücretlerinin kendisine ödenmediğini, emanet hesabında bekletildiğini, emanet hesabında bekleyen birikmiş vekalet ücretinin tarafına ödenmesi için yaptığı başvurusunun da davalı Belediye tarafından "Devlet Memurları Kanunu ile öngörülen limit dışında ödeme yapılamayacağından" bahisle reddedildiğini belirterek, aradaki çekişmenin giderilmesi ile birikmiş vekalet ücretinin ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı Belediyede 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu"na tabi olarak çalışan sözleşmeli avukat olup vekalet ücretlerinin herhangi bir limit olmaksızın tamamının kendisine ödenmesi istemi ile yaptığı başvurusunun davalı idare tarafından reddi üzerine eldeki bu davayı açmıştır.
Davacının, davalı kurumda memur kadrosunda çalıştığı çekişmesizdir. Aralarındaki ilişkinin başlangıcı, kapsamı ve sınırı ise yasa ile belirlenmiştir. Bu anlamda, aralarında bağımlılık (tabiyet) ilişkisi söz konusudur. Diğer yandan, davalı Belediye bir kamu tüzel kişiliği olup; işlemlerinin, kural olarak kamu hizmeti niteliğini taşıdığı da tartışma dışıdır. Davaya konu ödemelerin yapılması, kamusal bir işlem olduğu gibi; yapılmaması da, hizmete ilişkin idari takdir ile ilgilidir. Somut olayda, davalı Belediyeye husumet yöneltilerek yasa gereği yapması gereken ödemeler ile ilgili olarak belli yönde işlem tesis etmeye zorlayıcı hüküm kurulması amaçlandığına göre talep ve işlemin idari nitelik taşıdığı kabul edilmek gerekir.
Bu duruma göre, uyuşmazlık idari yargı yerinde görülmelidir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re"sen) dikkate alınır. Mahkemece; yargı yolu bakımından görevsizlik kararı yerine, işin esasının incelenmesi, usul ve yasaya mutlak aykırılık oluşturmaktadır. (HUMK.m.7, m.428/b.2). Kararın, bu nedenle bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda ; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olarak 1580 sayılı Yasanın 100/d maddesine göre Balıkesir Belediyesinin sözleşmeli avukatı olarak görev yaptığını, 4667 sayılı Avukatlık Kanununun 164.maddesine göre emanet hesabında bekleyen birikmiş vekalet ücretinin davacıya ödenmesi için davalıya yaptıkları müracaatın Devlet Memurları Kanunu ile öngörülen limit dışında ödeme yapılamayacağı gerekçesi ile reddedildiğini oysa davalının davacıya avukatlık ücretini ödememe gerekçesinin Avukatlık Kanunu"na, Belediye Kanunu"na, Anayasa"ya ve hukukun temel ilkelerine aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı ile davacı arasındaki avukatlık ücretinin uygulanmasından doğan çekişmenin giderilmesini, emanet hesabında birikmiş bulunan 2002 yılına ait vekalet ücretinin davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuş, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya içindeki bilgi ve belgelerden davacının, davalı kuruluşta 657 sayılı Kanunun değişik 4/B maddesi ile 06.06.1978 gün 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konan "Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslara "göre sözleşmeli olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu tür kuruluşların üçüncü kişilerle olan münasebetlerinde özel hukuk; kendi içlerinde, anılan hükme göre çalışan personelle ilgili hukuki ihtilaflarda kamu hukuku hükümleri uygulanır.
Dava, davalı Belediye Başkanlığında sözleşmeli avukat olarak görev yapan davacı tarafından, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164.maddesine dayanılarak, yargı kararıyla karşı tarafa yüklenilen vekalet ücretinin avukatlara, hiçbir limit ve sınıra tabi olmaksızın tamamının ödenmesi konusunda yapılan başvurunun reddi nedeniyle doğan çekişmenin giderilmesi istemiyle açılmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 2.maddesine göre, idarenin eylem ve işlemine karşı açılan davanın görülmesi ve çözümlenmesi, idari yargının görev alanına girmektedir.
Aynı konuda Danıştay 11.Dairesinin, 10.11.2003 tarih, 2002/4665 E, 2003/4924 K. sayılı; 22.05.2006 tarih 2005/3106 E., 2006/2298 K; 31.03.2006 tarih 2004/484 E., 2006/1572 K.;Hukuk Genel Kurulunun 11.10.2006 tarih 2006/4-615 E.,641 K. sayılı kararları da bulunmaktadır.
O halde,Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK"nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 17.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.