4. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/5485 Karar No: 2014/2273 Karar Tarihi: 12.02.2014
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/5485 Esas 2014/2273 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2013/5485 E. , 2014/2273 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/05/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/12/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın bundan mahsubuna 12/02/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, sözlü ve fiili saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalının temyizi üzerine Dairemiz çoğunluğunca onanmıştır. Olay ....’nin 29.03.2012 günlü 85. birleşiminde meydana gelmiştir. Davacının kürsüdeki konuşması sırasında, davalının mensubu olduğu siyasi partiden bir milletvekili hakkında olumsuz ifadeler kullanması üzerine, iki yanca tutanaklarda yazılı sözler sarf edilmiş, ardından da davalının davacıya karşı fiili müdahalesi olmuştur. Sübuta dair bir itirazım söz konusu değildir.Ancak manevi tazminatın miktarının takdirinde kanımca yanılgıya düşülmüştür. Şöyle ki; arzu edilmeyen bu görüntülerin daha da sertleri zaman zaman...."de görülmektedir. Bu nitelikteki davalarla ilgili olarak Dairemizin yerleşmiş uygulamasında, Borçlar Kanunu’nun 47. ve 49. maddeleri gereğince yargıcın özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine hükmedeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Bu itibarla, hadisenin oluş biçimine ve yukarıdaki Dairemiz ilkelerine göre hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde bir miktar manevi tazminat takdir olunması, dolayısıyla yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerektiği inancıyla çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 12/02/2014