21. Hukuk Dairesi 2014/18520 E. , 2015/1219 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2014
NUMARASI : 2006/583-2014/170
..
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, 26.08.2005 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının tazmini istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, 26.522,70TL maddi, 7.500,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermiştir.
5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kululunca inceleneceği bildirilmiştir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme öncelikle Adli Tıp Kurumu ihtisas ve giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Bu açıklamalardan olarak somut olayda; SGK Başkanlığı Maluliyet Daire Başkanlığınca davacı sigortalının sürekli iş gücü kaybı oranı %13 olarak belirlenirken ATK 3.İhtisas Dairesinin ve ATK Genel Kurulu"nun aynı yaralanma nedeniyle sigortalının sürekli iş gücü kaybı oranının %20 olarak belirlediği, Mahkemece %20 oranındaki sürekli iş göremezlik oranı gözetilerek davacının maddi zararının hesaplanmasına rağmen hesaplanan bu zarardan kazalıya %13 oranındaki maluliyetine göre Kurumca iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirin düşülerek hesaplama yapılan rapora itimat ile neticeye varıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı yararına hükmedilecek tazminatları doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan sürekli iş göremezlik oranının 5510 sayılı Yasa"daki düzenlemeye uygun olarak hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekir. Bu husus maddi tazminat davası bakımından mükerrer tahsilin önüne geçilmesi için önemli olduğu kadar manevi tazminatın takdirine etkisi bakımından da önem arzeder. Zira iş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davaları niteliği itibariyla Kurumca karşılanmayan zararların tahsiline ilişkin davalar olup kazalıya maruz kaldığı iş kazası nedeniyle maluliyet oranı da gözetilerek iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmaktadır. İşte bağlanan bu gelirin mükerrer tahsile neden olmamak için hesaplanan maddi zarardan tenzili gerekir. Yine kazalının manevi zararının takdirinde kendisindeki maluliyet oranının tereddütsüz olarak ortaya konulması ayrıca önem arzeder.
Tüm bu açıklamalar sonrasında davacı kazalının sürekli iş göremezlik oranının ve giderek tespit olunan bu maluliyetine göre iş kazası sigorta kolundan kendisine bağlanan gelirin tereddütsüz biçimde tespit edilip neticeye varılması gerekirken Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, öncelikle sigortalının sürekli iş göremezlik oranının ve bu orana göre kendisine bağlanan gelirin tereddütsüz olarak ortaya konulması bakımından davacının ATK Genel Kurulunca tespit edilen %20 oranındaki maluliyetinin kabulü için Kuruma(SGK) müracaatını sağlamak, davacının başvurusu üzerine Kurumun ATK Genel Kurulunca belirlenen bu maluliyet oranını kabul etmesi halinde davacının A.T.K Genel Kurulu tarafından belirlenen maluliyet oranına göre( %20 oranındaki maluliyetine göre kendisine iş kazası sigorta kolundan bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerini de gözeterek) maddi ve manevi tazminatları bakımından neticeye varmak, aksi halde ( Kurumun A.T.K Genel Kurulunca belirlenen maluliyet oranına göre işlem yapmaması halinde) ise bu kez Kurumun hak alanını ilgilendirip işbu davada Kurum taraf olmadığından S.G.K."nın ve işverenin hasım gösterileceği “maluliyet oranının tespiti” davası açması hususunda davacıya önel vermek ve bu davadan çıkacak sonuca göre davacının maluliyet oranını ile Kurumca davacıya iş kazası sigorta kolundan bağlanan geliri kesin olarak tespit edip tüm delilleri bir arada değerlendirerek neticesine göre karar vermekten ibarettir.
O halde davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 26.01.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.