"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "Muhtesatın aidiyetinin tespiti " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İyidere Asliye Hukuk Mahkemesince davanın Kısmen kabulüne dair verilen 01.12.2004 gün ve 2004/56 E,- 53 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 30.03.2006 gün ve 2006/929-947 sayılı ilamı ile,
(...İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava niteliği ve içeriği itibariyle çekek yeri üzerinde bulunan muhtesatların aidiyetinin tespitine ilişkindir.
Davada tarafların sıfatı dikkate alındığında yanlar arasındaki uyuşmazlığın hakem marifeti ile çözümlenmesi zorunludur. Saptanan bu olgu kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi zorunludur.
Mahkemece bu olgular göz ardı edilerek yanlar arasındaki uyuşmazlığın genel mahkemece çözümlenmiş olması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, muhtesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, 60 adet kayık çekek yerinin belediyenin kendi imkanları ile yaptırıldığını, bu yerlerin yapılmakta olan karayolu sahasının içinde kaldığını ve tapuda kayıtlı olmadığını ileri sürerek, sözü edilen yerlerin belediye başkanlığınca yaptırılmış olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, dava konusu kayık çekek yerlerinin İyidere Belediye Başkanlığınca yaptırılmış olduğunun ve belediyeye ait olduğunun tespitine ilişkin olarak kurulan hüküm, Özel Dairece; tarafların sıfatı ve uyuşmazlığın niteliği gözetildiğinde hakem marifetiyle çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, yerel mahkeme ilk hükümde direnmiştir.
29.06.1938 tarih, 3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle idare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yolu ile Halli Hakkında Kanunun 4.maddesi"…
…Katma Bütçe ile idare edilen daireler, belediyeler, özel bütçe ile idare olunan veya sermayesinin tamamı Devlet, belediye veya özel idarelere ait olan daire ve müesseselerin veya bu daire ve müesseselerden biriyle ikinci maddede yazılı dairelerden biri arasında çıkan uyuşmazlıklar, bulunduğu yerin ve uyuşmazlık gayrimenkule ilişkin o gayrimenkulün bulunduğu yerin ve taraflar değişik yerlerde bulunuyorlarsa davalı durumunda olan daire ve müessesenin ve davalılar birden çok olduğu takdirde bunlardan birinin bulunduğu yerin yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimi tarafından hakem sıfatıyla çözümlenir…
…"hükmünü içermekteydi. Buna göre öncelikle hakemde mülkiyet tespit davası açılıp, hakemin vereceği tespit kararından sonra, tescil davasına bakılıp, işin esası hakkında karar verilmesi yoluna gidiliyordu.
03.07.2003 tarih, 4916 sayılı, Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 24.maddesi ile 3533 sayılı Kanunun 4.maddesinde yer alan "uyuşmazlık gayrimenkule ilişkinse o gayrimenkulün bulunduğu yerin" ibaresi, "taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik olanlar hariç olmak üzere o taşınmazın bulunduğu yerin" olarak değiştirilmiş, taşınmazın aynına ilişkin olan uyuşmazlıklar, 3533 sayılı Kanun kapsamından çıkarılmıştır.
3533 sayılı Kanunun 4.maddesi hükmüne göre, taşınmazın mülkiyetine ilişkin uyuşmazlıklarda önce mülkiyet tespit davası açılarak hakeme başvurulması, hakem tescile karar veremediğinden, dava sonunda lehine karar verilen tarafça ayrıca yetkili mahkemelerde tapu iptali, tescil davası açılmak zorunda kalınması uyuşmazlıkların çözümünün uzamasına ve mahkemelerin iş yükünün artmasına neden oluyordu. Anılan Kanunda, 4916 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, taşınmaza ait olan uyuşmazlıklardan taşınmazın aynına ilişkin olanlar, kanunun kapsamı dışına çıkartılmış, böylece taşınmazın mülkiyetine ilişkin uyuşmazlıkların genel mahkemelerde açılacak tek bir dava ile sonuçlandırılması, taşınmazın mülkiyetine ilişkin yargı kararları arasında birlikteliğin ve mahkemelerin iş yükünün azaltılması sağlanmıştır.(Y.H.G.K"nun 09.06.2004 gün ve 2004/8-353-350 sayılı ilamı)
Ne varki 03.07.2003 tarih ve 4916 Sayılı Kanunla 3533 Sayılı Kanunda yapılan değişikliğin uygulanması için dava konusu olan uyuşmazlığın gayrimenkulün aynına ilişkin bulunması gerekir.
Kanun gerekçesinde de; "…
…29.06.1938 tarihli ve 3533 sayılı Kanunun 4.maddesiyle yapılan değişiklik ile, taşınmaza ait uyuşmazlıklardan taşınmazın aynına ilişkin olanlar, kanun kapsamı dışına çıkarılmaktadır…
…."denmektedir.
Dava konusu kayık çekek yerlerinin bulunduğu alanın tapusuz olması dolayısıyla mülkiyetinin Hazineye ait olduğu, üzerindeki muhtesatın aidiyetinin tespitinin istendiği, hal böyle olunca uyuşmazlığın gayrimenkulün aynına ilişkin olmadığı ve 4916 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle getirilen istisna kapsamına girmediğinden, davanın 29.06.1938 tarih ve 3533 sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediyeye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yolu ile Halli Hakkındaki Kanun hükümlerine göre hakem yolu ile en yüksek dereceli Hukuk Hakimi marifetiyle çözümlenmesi gerekirken, genel mahkemede çözümlenmiş olması isabetsizdir. O halde Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.