17. Hukuk Dairesi 2018/1721 E. , 2018/4728 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- KARAR -
Davacı vekili, davalı borçlu Kemal hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu taşınmazlarını 07.04.2008 ve 08.04.2008 tarihlerinde davalı ..."e devrettiğini belirterek, tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın görülebilmesi için gerekli olan müvekkilinin aciz halinin olmadığı, taşınmazların gerçek değerinden yapıldığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazları raiç bedelden satın aldığını belirtmiştir.
Mahkemece, taşınmazın tapudaki satış değeri ile gerçek değeri arasında önemli oransızlık olduğu, borçlunun ... ve ..."daki tüm taşınmazlarını bir gün ara ile devretmesinin mal kaçırma amacına yönelik olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-... ve İflas Kanunu"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda takip konusu borcun 2004 tarihinden itibaren devam eden kredi ilişkisinden doğduğu tasarrufun bu tarihten sonra yapıldığı sabittir. Dava konusu taşınmazların üzerindeki ipotek ve hacizler dikkate alındığında, tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında bedel farkı olmadığından mahkemenin bu yönde yaptığı tespit yerinde olmamakla birlikte, davalı üçüncü kişinin dava konusu ..."daki 915 parseldeki bağımsız bölümleri 08.04.2008 tarihinde satın aldıktan sonra aynı taşınmazlar üzerinde 12.09.2008 tarihinde borçlu Kemal"in ortağı olduğu ...Ltd. şirketinin 300.000,00 TL borcu için... Türk Banka ipotek tesis ettirmesi, üçüncü kişi ile borçlu arasında böylesine bir yükümlülük altına girecek derece de yakınlık ve tanışıklık olduğunun göstergesi olup olmadığını İİK"nun 280.maddesi gereğince bir değerlendirilme yapılması gerekirken bu hususun gözönünde tutulmaması da isabetli değildir.
Ancak, mahkemece ... dosyasındaki 27.03.2012 tarihli haciz tutanağı geçici aciz belgesi olarak kabul edilmiş ise de dosya kapsamından, davalı borçlu adına kayıtlı taşınmazlar olduğu, bu taşınmazlar ile ilgili kıymet takdiri yapıldığı ve bir kısmının satış aşamasında olduğu özellikle ... 123 ada 106 parsel, 149 ada 135 parsel ve 154 ada 13 parsel sayılı taşınmaz değerleri dikkate alınarak, davalı borçlunun temyiz aşamasında da belirttiği taşınmazlar üzerindeki hacizlerin devam edip etmediği, satışların yapılıp yapılmadığı ve davacı alacaklının alacağını karşılamaya yeterli olup olmadığı araştırılarak borçlunun aciz halinin belirlenmesi, aciz halinin varlığının tesbiti halinde şimdiki gibi davanın kabulüne, aksi durumda ise davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 08.05.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.