17. Hukuk Dairesi 2018/1029 E. , 2018/4727 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu Kemal hakkında takip başlatıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu taşınmazlarını 07.04.2008 tarihinde davalı ..."e devrettiğini belirterek, tasarrufun iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın görülebilmesi için gerkeli olan müvekkilinin aciz halinin olmadığı, taşınmazların gerçek değerinden yapıldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazların raiç bedelden satın aldığını belirtmiştir.
Mahkemece, taşınmazın tapudaki satış değeri ile gerçek değeri arasında önemli oransızlık olmadığı, davalı üçüncü kişinin kötü niyetinin ispatlanmadığından bahisle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
... ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda takip konusu borç 28.03.2008 tarihinden tanzim edilen bonodan kaynaklanmakta olup tasarruf 07.04.2008 tarihinde borcun doğumundan sonra yapıldığı sabittir.Dava konusu taşınmazların üzerindeki ipotek ve hacizler dikkate alındığında, tapudaki satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında bedel farkı olmadığından mahkemenin bu yönde yaptığı tesbiti yerinde olmakla birlikte, aynı taraflarla ilgili olup dairemizce birlikte incelenen 2008/1721 Esas sayılı dosyasında mevcut kayıtlara göre davalı üçüncü kişinin, borçluya ait Çatılcadaki 915 parseldeki bağımsız bölümleri 08.04.2008 tarihinde satın aldıktan sonra aynı taşınmazlar üzerinde 12.09.2008 tarihinde borçlu Kemal"in ortağı olduğu Pak Boya...ltd.Şti şirketinin 300.000,00 TL borcu için Albarakatürk Banka ipotek tesis ettirmesi, üçüncü kişi ile borçlu arasında bölyesine bir yükümlülk altına girecek derece de yakınlık ve tanışıklık olduğunun göstergesi olup olmadığını İİK"nun 280.maddesi gereğince bir değerlendirilme yapılması gerekirken bu hususunun gözönünde tutulmaması da isabetli değildir.
Ancak, mahkemece ... dosyadaki 27.03.2012 tarihli haciz tutanağı geçici aciz belgesi olarak kabul edilmiş ise de dosya kapsamından, davalı borçlu adına kayıtlı taşınmazlar olduğu bu taşınmazlar ile ilgili kıymet takdiri yapıldığı ve bir kısmının satış aşamasında olduğu özellikle ... 123 ada 106 parsel, 149 ada 135 parsel ve 154 ada 13 parsel sayılı taşınmaz değerleri dikkate alınarak, davalı borçlunun temyiz aşamasında da belirttiği taşınmazlar üzerindeki hacizlerin devam edip etmediği, satışların yapılıp yapılmadığı ve davacı alacaklının alacağını karşılamaya yeterli olup olmadığı araştırılarak borçlunun aciz halinin belirlenmesi, aciz halinin varlığının tesbiti halinde davanın kabulüne, aksi durumda ise davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.