23. Hukuk Dairesi 2014/3044 E. , 2015/1112 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, dava dışı borçluya ait aracın satılması sonucu düzenlenen 23.11.2009 tarihli sıra cetvelinde, satış parasının araç üzerinde rehni bulunan davalı bankaya ödendiğini, ancak, rehin sözleşmesinin, sözleşmede rehin miktarı belirtilmediği için geçersiz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini, satış parasının müvekkilinin takip dosyalarına ödenmesini, kalan olması halinde davalıya verilmesini talep ve dava etmiş, 24.12.2010 tarihli dilekçesi ile, davalının alacak miktarında ihtilaf bulunduğunu, hem rehin sözleşmesinin geçerliliğine hem de alacağın varlığına itiraz ettikleri için davaya icra mahkemesinde bakılamayacağını beyan etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, rehinin geçersiz olup olmadığı hususunun rehin hakkı sahibi alacaklının sırasını belirleyen bir husus olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli ... İcra Mahkemesi"ne gönderilmesine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 04.07.2012 tarih ve 2519 E, 4609 K. sayılı ilamıyla, borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede ( İİK.m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK.m. 142/son) ileri sürüleceği, dava dilekçesi ve 24.12.2010 tarihli dilekçe içeriği karşısında, davacının iddiasının; sadece rehin sözleşmesinin geçerliliğine değil, aynı zamanda rehin sözleşmesinin geçerliliği ile birlikte rehinli alacağın miktarına da ilişkin olduğu, açıklanan nedenlerle alacağın sırasına ve miktarına yönelik davanın görevli olan genel mahkemede açılmış olduğu hususu gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği belirtilerek, bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı banka ile dava dışı borçlu arasında 20.09.2005, 11.07.2006 ve 27.09.2007 tarihli 100.000,00 TL, 45.000,00 TL ve 100.000,00 Euro tutarlı üç adet genel kredi sözleşmeleri düzenlendiği, genel kredi sözleşmelerine istinaden borçlu lehine doğmuş ve doğacak tüm borçları ile fer"ilerinin teminatını teşkil etmek üzere... plaka sayılı aracın 27.09.2007 tarihli rehin sözleşmesiyle borçlu tarafından rehin verildiği, sözleşmelere istinaden borçluya kredili mevduat, nakit cari hesap, Euro oto kredileri hesapları açılarak kullanıldırıldığı, bankanın kredi borçlarının ödenmemesi üzerine 14.11.2008 tarihli ihtarnameyi keşide ettiği, bu tarih itibariyle hesapların kat edildiği,
19.12.2008 ihale tarihi itibariyle banka toplam alacağının 155.792,55 TL olduğunun anlaşıldığı, Türk Medeni Kanunu"nun 939. maddesinin 1. fıkrasında " kanunda öngörülen ayrık durumlar dışında taşınırlar, ancak zilyetliğin alacaklıya devri suretiyle rehnedilebilir" hükmünun yer aldığı, aynı Yasa"nın ayrık durumlar başlıklı 940. maddenin son fıkrasında ise "gerçek veya tüzelkişilerin alacaklarının güvence altına alınması için, kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde, zilyetlik devredilmeden de, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabilir" hükmünün öngörüldüğü, satış ve rehin sözleşmelerine konu aracın .... Trafik Tescil Büro Amirliğinde mevcut trafik tescil kaydına davalı bankanın rehin şerhinin kaydedildiği, araç üzerindeki rehnin davalı bankanın alacaklarının güvence altına alınması için tesis edildiği, rehin konusu otomobilin sicile tescilinin zorunlu olduğu, bu kapsamda rehin sözleşmesinin geçerli kabul edilmesi gerektiği, satış ve bedeli paylaşıma konu araç üzerinde geçerli olarak rehin hakkı kurulmuş olan alacaklı- davalıya, satış bedelinin paylaştırılmasında öncelik tanınacağı, ihale tarihi itibariyle davalının satış bedelinin üzerinde alacağının mevcut olduğu, satış bedeli öncelikle rehinli alacaklıya ödenecek şekilde düzenlenen sıra cetvelinin doğru olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.