14. Hukuk Dairesi 2016/18909 E. , 2017/3212 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.12.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 03.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı davada, teyzesi olan mirasbırakan ... 28/04/2000 tarihinde öldüğünü, alınmış olan mirasçılık belgesinde pay oranlarının yanlış dağıtıldığını, bu nedenle mirasçılık belgesinin iptali ile yeniden düzenlenmesini istemiştir.
Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya Asliye Hukuk Mahkemesine gelmiş bu mahkemece de görevsizlik kararı verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, HMK"nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılmıştır. 01.10.2011 tarihinden önce yürürlükte bulunan HUMK"nun Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevini belirleyen 8/II-5. bendi “mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarına …” bakar şeklinde olduğu halde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK.nun 1. maddesi, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun"un 2. maddesinde ise, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi” olduğu vurgulanmıştır. 6100 sayılı HMK.nun 4/1-ç bendinde, “Bu kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalara sulh hukuk mahkemesi bakar” yine aynı Kanunun, görevli mahkeme başlığını taşıyan 383/1. fıkrasında; "çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi" olduğu açıklanmıştır. Öte yandan genel hüküm niteliğinde bulunan TMK"nun 598/1. fıkrasında da, mirasçılık belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesi öngörülmüştür. 6100 sayılı Kanunun çekişmesiz yargı işleri başlığını taşıyan 382/1-c kısmının 6. bendine göre, mirasçılık belgesi verilmesinin sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği ve çekişmesiz yargı kapsamına alındığı belirlenmiştir. Yukarıda açıklandığı gibi HUMK"nun 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev sulh hukuk mahkemesine verildiği halde, HMK.nun 382/2-c kısmının 6. bendine göre, sulh hukuk mahkemelerinin sadece mirasçılık belgesinin verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevli olduğu anlaşılmaktadır. Anılan maddenin bu haliyle yorumlanmasında mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen mirasçılık belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği ve bu mahkemelerin görevli olamayacağı sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki, mirasçılık belgesinin iptali davaları hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargıdan çıkıp çekişmeli yargı haline geldiği de bir gerçektir. Bu durum karşısında HMK.nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan eldeki dava bakımından HMK.nun 382/2-c kısmının 6. bendi uyarınca görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğu sonucuna varıldığından ve görev kamu düzenine ilişkin olup Mahkemece davanın esasının incelenip bir karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
-KARŞI OY YAZISI-
Dava,... mirasçılarını gösteren ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/11/2006 tarihli ve 2006/357 E. 2006/366 K. sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi talebine ilişkindir.
Dava 13/07/2012 tarihinde ... Sulh Hukuk Mahkemesine açılmış, mahkeme 03/10/2013 tarihli ve 2012/285 E., 2013/351 K. sayılı kararıyla mirasçılık belgesinin iptali davasında asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek, mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir..... Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının 27/11/2013 tarihinde kesinleştiği belirtilerek, dosya 30/12/2013 tarihinde... Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmiştir.
... Asliye Hukuk Mahkemesi, 03/01/2014 tarihli ve 2013/846 E., 2014/9 K. sayılı kararıyla mirasçılık belgesinin iptali davasında sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sayın çoğunluk, mirasçılık belgesinin iptali davalarında sulh hukuk mahkemelerinin değil, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.
I- Bilindiği gibi,
A) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, “Mirasçılık belgesi” kenar başlıklı 598. maddesinin birinci fıkrasında, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği,
B) 1512 sayılı Noterlik Kanununun “İtiraz” kenar başlıklı 71/C maddesinde, noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunabilecekleri, sulh hukuk mahkemesinin, itiraz üzerine verdiği kararın bir örneğinin ilgili notere ve Türkiye Noterler Birliğine bildirileceği,
Hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümlere göre, mirasçılık belgesi başvuru üzerine sulh hukuk mahkemeleri veya noterler tarafından verilebilecektir. Noterler tarafından verilen mirasçılık belgesine karşı, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itiraz edebilme imkânı bulunmaktadırlar.
Dava, 13/07/2012 tarihinde açılmış ve mahkemece 3/1/2014 tarihinde görevsizlik verilmiştir. Bu durumda görev hususu, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre belirlenecektir.
II- 6100 sayılı Kanunun;
1- “Görevin belirlenmesi ve niteliği” kenar başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin, ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların, kamu düzeninden olduğu,
2- “Çekişmesiz yargı işleri” kenar başlıklı 382. maddesinin ikinci fıkrasının, “Miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri” başlıklı “c” bendinin “6” nolu alt bendinde yer alan “Mirasçılık belgesi verilmesi”nin çekişmesiz yargı işi olduğu,
3- “Görevli mahkeme” kenar başlıklı 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olduğu,
4- “Kararlara karşı başvuru yolları” kenar başlıklı 387. maddesinde, çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlara karşı hukuki yararı bulunan ilgililerin, özel kanuni düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, kararın öğrenilmesinden itibaren iki hafta içinde, bu Kanun hükümleri dairesinde istinaf yoluna başvurabilecekleri hükmüne yer verildiği,
5- Geçici 3. maddesinin üçüncü fıkrasında, bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı,
Hüküm altına alınmıştır.
III- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, sulh hukuk mahkemesinin görevlerini düzenleyen 8. maddesinin ikinci fıkrasının 6. bendinde, mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarını sulh hukuk mahkemesinin göreceği hüküm altına alınmaktaydı.
6100 sayılı Kanun, mirasçılık belgesinin verilmesi konusunu yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde çekişmesiz yargı işlerinden saymış ve görevli mahkemenin sulh mahkemesi olduğunu belirterek 1086 sayılı Kanundan ayrılmamıştır. Mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda 1086 sayılı Kanundan farklı bir düzenlemeye giden 6100 sayılı Kanun, bu konularda ilk derece mahkemelerini görevlendirmemiş, 387. madde uyarınca hukuki yararı bulunan ilgililerin kararı öğrenmelerinden itibaren iki hafta içinde, ancak istinaf yoluna başvurabileceklerini öngörmüştür.
6100 sayılı Kanunun, mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya iptali konusunda sulh veya asliye hukuk mahkemelerine görev vermediği, bu konuda görevli mahkemenin istinaf yoluna başvurulmak suretiyle bölge adliye mahkemesi olduğu açıktır.
Davanın açıldığı 13/07/2012 tarihinde ve görevsizlik kararının verildiği 3/1/2014 tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri henüz faaliyete geçmediğinden, mirasçılık belgesinin iptali konusunda görevli mahkemeyi belirlemek için 6100 sayılı Kanunun intikal hükümlerine bakmak gerekecektir. Kanunun Geçici 3. maddesinin üçüncü fıkrasında, bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin faaliyete başladıkları 20/07/2016 tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 1086 sayılı Kanunun 8. maddesinin ikinci fıkrasının 6. bendinde, mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davaları sulh hukuk mahkemesinin görevleri arasında sayıldığından, bölge adliye mahkemelerinin faaliyette bulunmadıkları dönemde sulh hukuk mahkemelerinin görevli oldukları, ancak 20/07/2016 tarihinden itibaren bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçtiğinden, mirasçılık belgesinin iptaliyle ilgili talepler hakkında görevli mahkeme HMK"nın 387. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemeleridir. 387. maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi çekişmesiz yargı kararlarının hangi yola başvuru suretiyle denetleneceği hususu bu maddede hüküm altına alınmış, bu bağlamda karara karşı özel kanun düzenlemeleri saklı kalmak kaydıyla hukukî yararı bulunan ilgililerin kararın öğrenilmesinden itibaren onbeş günlük süre içinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri dairesinde istinaf yoluna başvurabileceği hususu açıkça ifade olunmuştur.
6100 sayılı Kanunun 1. maddesinde de belirtildiği gibi mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenebilir.
6100 sayılı Kanunla, mirasçılık belgesinin verilmesi konusunda sulh hukuk mahkemelirinin görevli olduğu, bu mahkemenin verdiği kararın aynı derecedeki bir mahkeme kararıyla iptalinin öngörülmediği, bu konuda diğer kanunlarda da özel düzenlemelerin bulunmadığı, mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili sulh hukuk mahkemesi kararlarının iptali ve denetimi görevinin, denetleme ve vakıa mahkemesi olarak görevlendirilip 20/07/2016 tarihinde faaliyete geçen bölge adliye mahkemelerine ait olduğu kabul edilmiştir.
Bölge adliye mahkemeleri faaliyete geçtiğinden, ilk derece mahkemeleri tarafından verilen mirasçılık belgesiyle ilgili olarak ancak istinaf yoluna başvurulabileceğinden, bu konuda ilk derece mahkemelerine verilmiş bir görev bulunmadığından ve görev hususu kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere bölge adliyesine gönderilmek üzere bozulması gerekir. Hükmün bu gerekçeyle bozulması görüşünde olduğumdan, sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.