17. Hukuk Dairesi 2015/18439 E. , 2018/4719 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hüküm, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu ... (...) hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, alacaklılardan mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını 06.04.2011 tarihinde diğer davalı ..."na sattığını belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazı iyineyetli olarak bedelini ödeyerek satın aldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Borçlu ... (...), davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, satışların borcun doğmundan sonra yapıldığını, taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında bedel farkı bulunduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın borçluya ait 1/2 hissesi 06.04.2011 tarihinde tapuda 85.000,00 TL"ye satın almış bilirkişi ise taşınmazın tam hissesinin bedelini 221.130,00 olarak belirlemiştir. Yani 1/2 hisse bedeli 110.565,00 TL"dir. Bu halde taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında bedel farkı bulunmaktadır. Tapuda gösterilen satış bedelinin ödendiği tapu senedi gibi yazılı belge ile belgelenmiş olduğundan ayrıca ödemeye ilişkin bir belgenin sunulmasına gerek yoktur. Öte yandan, davalı borçlu ve üçüncü kişi arasında akrabalık, yakınlık veya İİK"nun 280.maddesi anlamında borçlunun mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu da ispatlanmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar vermesi usul ve yasaya aykıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."na geri verilmesine 07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.