Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12174
Karar No: 2017/1507
Karar Tarihi: 24.02.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/12174 Esas 2017/1507 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, dava konusu taşınmazın orman arazisi olarak sınırlandırılmış olması ve dava açan tarafından bu taşınmaz içinde kalan ve tapulu olan arazilerinin var olduğu iddiasıyla açılmıştır. Davacı, keşif sırasında gösterdiği arazinin kendisine ait olduğunu beyan etmiş, mahkeme heyeti de bu doğrultuda karar vererek taşınmazın bir kısmının orman vasfından çıkarılmasına ve kök muris olan Mirasçıların adına tescil edilmesine hükmetmiştir. Davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilen hüküm bozulmuş ve yeniden yapılan yargılama sonucunda, bozma kararına uygun olarak davalar reddedilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 45. maddesi, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı belirtilmiştir.
20. Hukuk Dairesi         2015/12174 E.  ,  2017/1507 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılardan ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Asıl dosya davacısı ... dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi ... köyünde kain ... ada ... parsel sayılı taşınmazın orman arazisi olarak sınırlandırıldığını, oysa ki bu parsel içinde kalan ve tapulu olan arazilerinin var olduğunu, bu arazilerin orman kapsamından çıkarılarak kendi adlarına tescilini talep ve dava etmiştir. Davacının dava dilekçesindeki talep sonucu açık olmadığından 26.03.2013 tarihli celsede talebini açıklaması istendiğinde dava ettiği kısmın kök muris olan ... oğlu ... mirasçıları adına tescilini talep ettiğini beyan etmiştir. Birleştirilen dosya davacısı ... 05.11.2007 harç ve havale tarihli dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi, ... köyü ... mevkiinde bulunan ve davalı adına tespiti yapılan 2.757 m²’lik yerin kendisine ait olduğunu, bu taşınmazın tespitinin iptali ile kendi adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    ... (Kapatılan) Kadastro Mahkemesi tarafından asıl ve birleştirilen dosya davacılarının dava konusu ettikleri ... ada ... parsel sayılı taşınmazın orman vasfında olduğu anlaşıldığı, orman vasfındaki arazilerin özel mülkiyete konu olamayacağı sebepleriyle orman vasfında olan ... ada ... parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davaların reddine; ancak keşifte asıl dosya davacısı tarafından mahkeme heyetine gösterilen taşınmazın bir kısmının dava dilekçesinde belirtilmeyen ... ada ... parsel sayılı taşınmazın sınırları içinde kaldığı fen bilirkişi raporunda belirtildiğini, orman bilirkişi raporunda ise bu parsel içinde kalan bölümlerin orman sayılmayan alanlardan olduğu belirtildiği, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza ait tutanak aslı davalıdır şerhi konularak dosya arasına alındığı, tespit malikinin Hazine olduğu, tespit maliki aynı olan ve dava dilekçesinde sehven yanlış ve eksik bildirilen taşınmazlar hakkında davaya devam edilebileceğinden davaya bu parsel yönünden de devam edildiği, asıl dosya davacısı tarafından keşifte gösterilen arazinin davacı ve ailesine ait olduğunun keşifte alınan beyanlarca doğrulandığı ve sunulan eski tapu kaydının ... ada ... parsel sayılı taşınmaz içinde kalan bu bölümü kapsadığının dinlenen bilirkişilerce doğrulandığı nazara alınarak orman vasfında olmayan bu arazinin ... ada ... parsel sayılı taşınmazdan tefrik edilerek davacı kök murisi olan Mustafa Demirci mirasçıları adına tesciline ilişkin hüküm kurulmuştur.
    Verilen hüküm davacılar ... ve ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17/04/2014 tarihli 2014/1922 Esas ve 2014/4640 Karar sayılı ilamı ile; "...Mahkemece yapılan araştırma ve uygulama hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; öncelikle, davacı gerçek kişilerin dayandıkları, tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren (Eski Türkçe olması halinde Eski Türkçe kayıtlarının tercüme ettirilmesi veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Daire Başkanlığından istenerek) tüm gittileri ve varsa krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon
    durumu sorularak, revizyon gömüş ise, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi, bir harita mühendisi, yerel ve tesbit bilirkişileri ile tarafların gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlara ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3/3/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler yardımıyla yerine uygulanacak taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftasının ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kayıtları, 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince zemine uygulanarak, zeminde tam ve kesin kapsamı belirlenmeli, sınırında orman olduğundan 20/C maddesi gereğince miktarı ile geçerli kapsamı belirlenmeli, miktar fazlasının sınırdaki ormandan açıldığı kabul edilmeli, sınırlarda adları okunan komşular çizilecek kroki üzerine kadastro tesbit malikleri ile bağ kurularak yazılıp, keşfi izleme olanağı saptanmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırıldıktan sonra dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uyduğu belirlendiği takdirde, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uymadığı ve taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3.7.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, belirtilen şekilde araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Kabule göre ise; dava, kadastro tesbitine itiraz davası niteliğinde olup, çekişmeli 285 ada 56 parsel sayılı taşınmaz, 589124,27 m² yüzölçümüyle tesbit edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (O) harfi ile gösterilen 18759,20 m² kısmına yönelik hüküm kurulması, kalan kısmı yönünden hüküm kurulmaması da usûl ve kanuna aykırıdır..." denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı ... ile birleştirilen dosya davacısı ... tarafından açılan davaların reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/02/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi