MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


Davacı, 20/12/1989 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü ile 30/11/2010 tarihli tahsis talebine istinaden ,,,dan sakatlık indirimi de dikkate alınarak yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının sigorta başlangıcının 20.12.1989 tarihi olduğunun tespiti ve sakatlık nedeniyle vergi indirimi de dikkate alınarak 30.11.2010 tarihli talebine göre yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 20.12.1989 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine, ancak 506 SK"nun 60/G maddesi uyarınca sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği 30.1.1997 tarihi olması gerektiğinin tespitine ve ayrıca 30.11.2010 talep tarihinde yaşlılık aylığı bağlanması şartları bulunmadığından bu tarihten itibaren yaşlılık aylığı bağlanması talebinin reddine, davacının 30.12.2012 tarihi itibarı ile emekli aylığı bağlanması koşullarını kazandığı anlaşıldığından takip eden aybaşı olan 1.2.2012 tarihinden itibaren malulen emekli aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının sigortalılık başlangıcı 30.1.1997 tarihi olarak kabul edildiğinde yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli olan 15 yıl sigortalı olma koşulunu 30.1.2012 tarihinde yerine getirdiğinden 1.2.2012 tarihinden itibaren malulen emekli aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine dair verilen karar doğrudur. Ancak hükümde 30.1.2012 tarihi yerine 30.12.2012 tarihi itibarı ile emekli aylığı bağlanması koşullarını kazandığının yazılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının (2.) bendinde yer alan "30/12/2012" rakam ve sözcüklerinin hükümden çıkartılarak yerine "30/01/2012" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacıya yükletilmesine, 26/01/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.