1. Hukuk Dairesi 2016/597 E. , 2018/14800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan ...’nin paydaşı olduğu 364 parsel sayılı taşınmazını davalı torunlarına ölünceye kadar bakma akdiyle devrettiğini, muirasbırakanın bakıma ihtiyacı olmadığı gibi davalıların da bakım borcunu yerine getirmediklerini, temliktin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.789.34 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 22/11/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m. 611)). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklasına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m. 614)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işleminin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Ölünceye kadar bakım gözetme sözleşmesi yaşama süresince bakımı gerektiren ve rastlantıya (tesadüfe bağlı bir sözleşme türü olup TBK"nun 611 maddesi bakım alacaklısı yönünden gerçek kişi olması dışında özel bir nitelik öngörmemiştir. Bu bakımdan bakım alacaklısının akit anında özel bakıma muhtaç durumda olmasını aramak kanunda bulunmayan bir unsur ilave etmek olur.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının m.19)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakım gözetilme koşulunu değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulamaya yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı bunun makul karşılanabilecek sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince; muris ..."nün 1926 doğumlu olup 31.01.2013 tarihinde dul olarak öldüğü, davacıların murisin kızları, davalıların murisin torunları oldukları, dava dışı mirasçıların da bulunduğu, murisin 19.09.2008 tarihinde ... 1. Noterliğinde düzenlediği sözleşme ile çekişme konusu 364 parsel sayılı taşınmazı ölünceye kadar bakma koşulu ile davalılara bıraktığı, bu sözleşme gereğince 26.09.2008 tarihinde taşınmazın davalılar adına tescil edildiği kayden sabittir.
Muris temlik tarihinde 82 yaşında olup, yaşadığı sürece bakılmadığı iddiası ile bir dava açmadığına göre artık murise davalılar tarafından bakıldığının kabulü zorunludur. Murisin başka taşınmazının olup olmaması da sonuca etkili değildir. Davalılar bakım borçlarını yerine getirdiklerine göre murisin mal kaçırmayı amaçladığından başka bir ifadeyle temlikin muvazaalı olduğundan sözedilemeyeceği ve davalıların temyiz itirazları kabul edilerek davanın reddedilmesi için hükmün bozulması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun onama görüşüne katılamıyorum.