16. Hukuk Dairesi 2016/539 E. , 2018/5230 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVATÜRÜ:TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sonucunda tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, davalılar Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aleyhine açılan davanın kabulü ile fen bilirkişi raporunda gösterilen 845.57 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve imar-ihya hukuki nedenlerine dayalı olarak TMK"nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı taraf lehine imar-ihya ve zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların stereoskop aletiyle incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilen ve ekilmeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Hal böyle olmasına rağmen mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında hava fotoğraflarından yararlanılmamış, keşif sırasında tek mahalli bilirkişi ve tanığın maddi olaylara dayanmayan soyut ifadeleriyle yetinilmiş, yasal olarak yapılması zorunlu bulunan gazete ve mutat vasıta ilanları yaptırılmamış, ziraat ve jeoloji mühendisi bilirkişinin hüküm kurmaya elverişli bulunmayan raporlarına dayanılarak karar verilmiştir. Böylesine eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 fen, 1 jeodezi ve fotogrametri uzmanı, 1 ziraat mühendisi ve 1 jeoloji mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulunun huzuruyla keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise buna en
erken ne zaman başlanıldığı ve imar ihyanın ne zaman tamamlandığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmazın öncesinin davacının murisine yada başkalarına ait olması halinde zilyetliğinin davacıya ne şekilde intikal ettiği, muristen intikal etmesi halinde mirasçılar arasında taksim, bağış yada satış gibi bir hukuki işlem bulunup bulunmadığı, taşınmazın sınırlarında geçmişten bugüne kadar herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı ve komşu taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde rapor aldırılmalı, çekişmeli taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz sınırları kabaca işaretlettirilmeli, jeolog bilirkişiden dava konusu taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğini, sınırlarını ve taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini açıklayan rapor düzenlettirilmeli, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın memleket haritası ve uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmeli; fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir kroki ve ayrıntılı rapor alınmalı; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, teknik raporlar ile komşu parsel tutanakları ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli, çekişmeli taşınmazın muristen intikal ettiğinin belirlenmesi halinde, öncelikle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durulmalı, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde iktisap edilebilmesi için emek ve masraf sarf edilerek tarıma elverişli hale getirildikten sonra, dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla geçmesi gerektiği dikkate alınmalı, taşınmazın öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının tespit edilmesi halinde ise 3402 sayılı Yasa"nın 14.maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, TMK"nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişi rapor ve krokisine göre gerekli yerel ve gazete ilanları yöntemine uygun bir biçimde yaptırılmalı, ilanların yapıldığı gazete ilan tutanakları dosya arasına konulmalı, yasal 3 aylık sürenin dolması beklenmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, davacının davasının kabulüne karar verildiği halde karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye irat kaydedilmesi şeklinde hüküm kurulması da isabetsizdir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.