17. Hukuk Dairesi 2015/10259 E. , 2018/4702 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin desteğinin trafik kazasında ölmesi nedeniyle maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ... ... A.Ş.’den 23.10.2012, ... Anonim Türk ... Şirketinden 14.11.2012 tarihinden işleyecek ticari temerrüt faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, talebini 10.02.2014 tarihli dilekçe ile 93.328,15 TL, daha sonra 13.01.2015 tarihli dilekçe ile 103.754,34 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, desteğin kusurlu olduğunu, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, müvekkili ... şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, söz konusu sorumluluğun aynı zamanda davacıların yoksun kaldıkları gerçek destek miktarı ile de sorumlu olduğunu, temerrüde düşmediğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... A.Ş. vekili, yansıma yoluyla zarar görmüş olanların kendilerine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmelerinin hukuken mümkün olmadığını, ... şirketinden talep edilebilecek tazminatın tutarının işletene karşı ileri sürülebilecek tutar kadar olması gerektiğini, alacağın teminat kapsamı dışında olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile, 93.328,15 TL tazminatın davalı ...Ş. yönünden 23/10/2012 tarihinden itibaren, davalı ... yönünden 14/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkânsız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176 ve devamı maddelerine göre bir kezde ıslah edebilir.
Somut olayda davacılar 10.02.2014 tarihinde vermiş oldukları dilekçe ile alacaklarını 93.328,15 TL artırmışlardır. Daha sonra mahkemece ek rapor alınarak olacağın 103.754,34 TL olarak belirlenmesi üzerine davacılar davasını ıslah ederek alacağını 103.754,34 TL"ye çıkarmışlardır. Mahkemece davacıların ıslah dilekçeleri esas alınarak bir karar vermek gerekirken bedel artırım dilekçesini ıslah dilekçesi olarak kabul ederek bu dilekçedeki talep gibi karar verilmesi ve ikinci dilekçe olan ıslah dilekçesinin dikkate alınmaması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.