22. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/32267 Karar No: 2018/11745 Karar Tarihi: 14.05.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/32267 Esas 2018/11745 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2015/32267 E. , 2018/11745 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının davalıya ait ..."da bulunan işyerinde ambar görevlisi olarak çalışırken iş akdini alacaklarının ödenmemesi sebebiyle haklı nedenle feshettiğini belirterek kıdem tazminatı ile birtakım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın davanın reddini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz : Karar, süresi içerisinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusundadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Dosya içeriğine göre, davacının 29.04.2011 tarihinde imzaladığı taahhütname başlıklı belgede günde sekiz saat normal mesai, iki saat fazla mesai ve ayda iki hafta tatili çalışmasının iş sözleşmesi ile belirlenen ücrete dahil olacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmelerde fazla mesai ücretinin aylık ücrete dahil olduğunun kabul edildiği durumlarda yıllık ikiyüzyetmiş saat fazla mesainin aylık ücret kapsamında olduğu kabul edilmektedir. Davacının fazla mesai ücreti alacağı hesaplanırken kanuni ikiyüzyetmiş saatlik fazla mesai süresi mahsup edilmeli bakiye kalan kısım hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeden davacının yaptığı tüm fazla mesai çalışmalarının hesaplanarak hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 14.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.