Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/3358 Esas 2018/95 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3358
Karar No: 2018/95
Karar Tarihi: 22.01.2018

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/3358 Esas 2018/95 Karar Sayılı İlamı

Özet:

16. Ceza Dairesi tarafından verilen 2017/3358 E. ve 2018/95 K. sayılı kararda, sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine hükmedildiği belirtilmiştir. TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK'nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddedildiği ifade edilmiştir. Kararda, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı ve vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı belirtilmiştir. Sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin yerinde görülmediği ve kanun maddelerine uygun olarak yaptırım uygulandığından temyiz davasının esastan reddedildiği sonucuna varılmıştır.
TCK'nın 314/2 maddesi, silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu düzenlemektedir. 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, terörün finansmanının önlenmesi hakkındadır. TCK'nın 62, 53 ve 58/9 maddeleri ise, suçl
16. Ceza Dairesi         2017/3358 E.  ,  2018/95 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53,
    58/9, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet
    hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanık hakkında itirafçı beyanının bulunması, bylock kullanıcısı olduğunun bildirilmiş olması, yasadışı yollardan Bulgaristan ülkesine kaçıp bilahare Türkiye’ye teslim edilmesi, bylock kullanıcısı olduğunun da belirleyici tek delil olmaması karşısında tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, sanığın tutuklulukta geçirdiği süreye göre, sanık müdafiinin tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 22.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.