17. Hukuk Dairesi 2017/3543 E. , 2018/4685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumetten reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı ... şirketi, konut sigorta policesi ile sigortalı Sevgi Umral"a ait binaya 11/02/2011 tarihinde su basması sonucu oluşan hasar nedeniyle 3.960,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, bu zarardan, zarara sebebiyet veren davalının sorumlu olduğunu, bu sebeple davalı hakkında İstanbul Anadolu 16.İcra Müdürlüğü"nün 2011/24670 takip no ile icra takibinde bulunduklarını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ve takibin devamını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin kat maliki olmadığından davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini beyan ederek, husumet ve esas yönünden davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;Davalının, su kaçağının olduğu ve hasara sebebiyet veren dairede Şubat 2011 tarihinde malik olmadığı, taşınmazı 27/12/2013 tarihinde satın aldığı dava açılış tarihinde de davalının taşınmazda malik bulunmadığı, bu davada taraf sıfatının bulunmadığı görülmekle, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ... şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava,sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu"nun 19. maddesinde, her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun"un Ek 1. maddesinde ise, kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi"nde çözümleneceği öngörülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; davalının maliki olduğu daire ile davacı sigortalısının kullanımındaki dairenin de bulunduğu ana taşınmazın,kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacıya sigortalı işyerinin üst katında bulunan ve davalının maliki olduğu dairede yapılan tadilat sırasında, su tesisatından sigortalı yere su aktığı gerekçesiyle davalıya husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğunun kabulü gerekir.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Bu durumda mahkemece, davada Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevli olduğu gözetilerek, HMK"nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK"nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde işin esasının incelenerek hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.