20. Hukuk Dairesi 2017/6656 E. , 2020/444 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
... ilçesi, ... köyü 297 ada 2 parsel sayılı 10343,51 m² yüzölçümlü taşınmaz, 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunla eklenen) Ek- 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında tarla niteliğiyle, beyanlar hanesinde "6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. Bu parsel, Mehmet oğlu ..."in 1980 yılından beri kullanımındadır." şerhi verilerek Hazine adına tespit edilmiş olup, tapuda aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla Hazine adına kayıtlıdır.
Davacı gerçek kişi, dava konusu taşınmazın 2249,41 m²"sinin kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; davanın reddine, dava konusu 297 ada 2 sayılı parselin tarla vasfıyla Hazine adına tespit gibi tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2015/4523 E. - 2016/1445 K. sayılı kararında özetle; "davacı gerçek kişi mülkiyete ilişkin dava açmamış, kullanıcı şerhine ilişkin dava açmıştır. Mahkemece yapılacak iş, dava konusu taşınmazın kimin kullanımında olduğunu tespit etmekten ibarettir. Ancak, davada davalı olarak tapu maliki Hazine ile şerh sahibi ..."in yer alması gerekirken, davacı dava dilekçesinde davalı olarak sadece şerh sahibine husumet yönelterek dava açmıştır. Bu nedenle, tapu maliki Hazinenin davaya dahil edilerek, taraf teşkili sağlanıp savunma ve delileri de sorulduktan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Ayrıca, kararın gerekçe bölümünde [taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline] denildiği halde, hüküm kısmında [taşınmazın tarla vasfıyla Hazine adına tesciline] karar verilmiş; gerekçe ile hüküm fıkrası arasında ve hükmün kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir." denilmiştir.
Mahkemece bozma kararı doğrultusunda davaya Hazinenin katılımı ile taraf teşkili sağlanarak yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine, asli müdahil davacının davasının kısmen kabulüne, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 297 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine "21/12/2016 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 8109.35 m²"lik kısmının ..."in kullanımında ve zilliyetliğinde olduğunun, (B) harfi ile gösterilen 2234.16 m²"lik kısmının asli müdahil davacı ... "ın kullanımında ve zilliyetliğinde olduğunun" şerh verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm dahili davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunla eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları 21/02/2014 - 25/03/2014 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir. Arazi kadastro çalışmaları 26/03/1992 tarihinde askı ilânına çıkarılarak kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 04/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.