BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/439 Esas 2022/467 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2016/439
Karar No: 2022/467
Karar Tarihi: 23.06.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/439 Esas 2022/467 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/439 Esas
KARAR NO : 2022/467

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 21/04/2016
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar ve tarafların dışındaki kişilerle yaptıkları 20/03/2006 tarihli düzenleme şeklinde ortaklar özel sözleşmesi gereğince davalı ve dava dışı diğer şahısların taşınmazlarının kurulacak bir şirkete devredilmesi ve kurulmuş şirketin bu taşınmazlar üzerine inşaat faaliyetine başlamasını öngören bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalının da bulundu mal sahiplerine ait taşınmazlar üzerinde yapılacak inşaat finansmanının müvekkili tarafından karşılaştırılacağını, sözleşme sonrasında taşınmazlar üzerindeki borçların ve bazı giderlerin müvekkili tarafından ödendiğini, yapılacak inşaata ilişkin öngörülen biçimde ruhsat alınmasının yasal olarak mümkün olmadığından taraflar arasında yapılan sözleşmenin hukuken imkansız hale geldiğini, bunun üzerine davalının da aralarında bulunduğu taşınmaz sahiplerinin müvekkilinin hissedarı bulunduğu şirkete karşı taşınmazları geri almak için dava açtıklarını mahkeme tarafından bu taşınmazların devrine karar verdiğini, inşaatın yapımını üstlenen müvekkilinin davalı ve dava dışı kişilere karşı onların borçlarını ödediği bu bedellerin iadesini istemek durumunda kaldıklarını, davacı ile davalı arasında inşaat yapımını amaçlayan sözleşmenin ruhsat alınamaması nedeni ile amacının gerçekleşmemesi, hukuki imkansızlık nedeni ile davalıya ait taşınmazların mahkeme kararı ile iadesi karşısında müvekkili tarafından davalının borçlarının ödenmesinden doğan payına isabet eden 1.436.713,50 USD nin ödeme tarihi olan 21/04/2006 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihinde devlet bankalarının Amerikan Doları ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işlemiş faizi ile birlikte ve 69.575,00 TL nin ödeme tarihi olan 21/04/2006 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevabında :
Davalı vekili mahkememize hitaben sunduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacının dilekçesinde gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu ayrıca müvekkilinin lehine sonuçlanan kararın bir kısmından alıntı yaparak gerçek dışı iddialarına dayanak bulmaya çalıştığını, davacının anılan sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi söz konusu taşınmazları usulsüz bir şekilde ele geçirmek için muvazaalı işlemler gerçekleştirdiğini, taşınmazlara yapılması planlanan inşaat için gerekli izinlerin alınabilmesi adına resmi makam ve kurullar nezdinde çalışmalar sürdüğü esnada müvekkilinin de aralarında bulunduğu mal sahiplerinin tesadüfen vakıf olduklarını inşaat yapılması için ... AŞ ye devrettikleri gayrimenkullerin ortakları ... tarafınca muvazaalı bir icra takibi ve hileli işlemlerle ele geçirilmek üzere olduğunu öğrendiklerini, ... in bunu yaparken usulsüz bir şekilde ... AŞ yi borçlanmış gibi göstererek usulü ve yasaya aykırı bir şekilde gerçekleştirdiği ilamsız takip ile dava konusu gayrimenkullerin üzerine haciz koydurduğunu sonrasında da söz konusu gayrimenkullerin satışını ilgili icra dairesinden talep ettiğini, davacının taraflar arasında düzenlenen ortaklar özel sözleşmesi hükümlerine ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu taraflar ve ortaklar arasında var olması gereken hüsnüniyet ve itimat kaidelerini sarsıcı ve dolayısıyla sözleşmenin ifasını engelleyici mahiyette olduğunu, davacının bu tutumu nedeni ile sözleşmenin ve projenin hayata geçirilemediğini, ayrıca davacının dava ehliyetinin bulunmadığını davacı beyanlarında ... AŞ de herhangi bir hissesinin kalmadığını belirtiğini, davacının sadece şirket hissesini değil hak ve alacaklarını da devrettiğini, ayrıca dava zaman aşımına uğradığını alacağın doğduğu iddia edilen tarihte yürürlükte bulunan BK ya göre bu sürenin 1 yıl olarak belirlendiğini beyan ederek davacının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeni ile davanın usulden ve zaman aşımı nedeni ile davanın reddine, her halükarda davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davalı vekili ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesi ... E - ... K sayılı (BAM öncesi 2016/372 E - 2018/401 K) ilamı ile benzer davada davanın reddine karar verildiğini belirtmiştir. Anılan dosyanın UYAP sisteminden celbi ile incelenmesinde; davanın ilk olarak ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ...Esas ... Karar ile;
Mahkememizin görev alanını düzenleyen TTK'nın 4.maddesine göre dava mutlak ticari davalardan değildir.
Davalı tacir olmadığından nispi ticari dava olarak kabulü mümkün değildir. Özel yasalarda yer alan düzenlemeler nedeniyle de mahkememiz görevli kılınmadığından görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. " gerekçesi ile görevsizlik karar verildiği ve dosyanın ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesi ... Esasına kaydedildiği (BAM kararı sonrası 2021/260 E) görülmüştür.
... 14. Asliye Hukuk Mahkemesi ... Esas (BAM kararı sonrası 2021/260 E) sayılı dosyasının incelenmesinde;
Davacıları ... A.Ş. Ve ... Davalısının ise ... olduğu, dava dilekçesinde özetle; taraflar ve tarafların dışındaki kişilerle 20/03/2006 tarihinde düzenlenen ortalık sözleşmesi gereğince inşaat yapımı amacıyla sözleşme akdedildiğini, sözleşmeye göre davalının da bulunduğu mal sahiplerine ait taşınmazlar üzerinde yapılacak inşaatın finansmanın davacı tarafından karşılanacağını, ancak yapılacak inşaata ilişkin, öngörülen biçimde ruhsat alınması yasal olarak mümkün olamadığından taraflar arasında yapılan sözleşmenin hukuken sona erdiğini, aralarında davalının da bulunduğu taşınmaz sahipleri tarafından, davacının hissedarı bulunduğu şirkete karşı taşınmazlarını geri almak amacıyla, taşınmazların kayıtlı bulunduğu şirketin hisselerinin kendilerine devri için ... 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin ...esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemede taşınmazların kayıtlı bulunduğu şirketteki davacıya ait hisselerin devrine karar verildiğini beyanla,davacının payına düşen 936.713,5 USD'nin 21/04/2006 ödeme tarihinden itibaren 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işlemiş faizi ile birlikte ve 69.575,00 TL nin 21/04/2006 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın istinaf incelemesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2019/1733 E 2021/1001 K sayılı ilamı ile dosyada görevsizlik kararı verildiğine işaret etmiş ve kararı esas yönünden yeni bilirkişi raporu alınması gerektiğinden bahisle kaldırmıştır. Bu karar sonrası İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/260 E - 2022/1971 K ile davanın reddine karar vermiştir.
Davalı vekili, davalının davaya konu şirket hissesi dışında her hangi bir mal varlığı bulunmadığını, tacir olmadığını belirterek fakirlik belgesi sunmuştur. Davalının tacir sıfatına ilişkin her hangi bir belge temin edilememiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.(Yargıtay 15.HD 2014/3400 E 2014/3937 K)
Somut olayda; uyuşmazlık konusu inşaat yapım işi sözleşmesi davacılar yönünden ticari bir iştir. Buna karşılık davalının tacir sıfatı bulunmamaktadır. Davalı tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK'nın 4/1 maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak mümkün değildir. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yukarıda açıklandığı üzere uyuşmazlığın kaynaklandığı iş bu davaya konu sözleşmenin diğer tarafları hakkında Ticaret mahkemesinde açılan davanın görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu verilen karaın İstinaf incelemesinde de BAM esas yönünden inceleme yaparak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu kabul etmiştir. Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle 6100 sayılı HMK md. 114/1-c, 115/2 uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın, Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle 6100 sayılı HMK md. 114/1-c, 115/2 uyarınca dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren ya da kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflarca müracaat edildiğinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, belirtilen süre içerisinde taraflarca başvuruda bulunulmadığı takdirde HMK md. 20 uyarınca dosyanın resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-) HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-) Kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç ve yargılama gideri konusunda ek karar yazılmasına, ,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/06/2022

Başkan ...
(e-imza)
Üye ...
(e-imza)
Üye ...
(e-imza)
Katip ...
(e-imza)




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.