10. Hukuk Dairesi 2015/25417 E. , 2018/2251 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yargılama gideri olan vekalet ücretinin prim borcuna mahsup edilmesi işleminin iptali ile iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Anayasa"nın 37. maddesine göre, "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz". 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. maddesine göre, "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir." 114/c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir." Bu yasal çerçevede, görev konusunun, mahkemelerce her aşamada resen gözetilmesi gerekir.
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu"nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş
mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
Davaya konu somut olayda; taraflar arasında, prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması veya işçilik alacaklarının belirlenmesinden kaynaklanan türden bir uyuşmazlığın çözülmesi olgusu sözkonusu olmayıp; ne 506 sayılı Kanun, ne 1479 sayılı Kanun ne de 5510 sayılı Kanun’un uygulama yeri, yani, uyuşmazlığın sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasıyla çözümlenmesi imkanı bulunmamaktadır.
Somut olayda, mahkemenin görevini belirlerken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığına bakmak gerekir.
İnceleme konusu davada; ödeme emrinin iptali ile iligili ... İş Mahkemesinin 2014/444 esas, 2014/350 karar sayılı kararında hükmedilen vekalet ücretinin ilgili davada avukat olarak yer alan ... tarafından Kurumdan talep edilmesi üzerine ..."ın sigortalılık prim borcuna mahsup edilmesi işleminin iptali ve mahsup edilen miktarın iadesi talebiyle dava açıldığı, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
HMK 72. maddede "Davanın vekil aracılığıyla açılmasında ve takip edilmesinde kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak üzere Borçlar Kanununun temsile ilişkin hükümleri uygulanır" hükmü ile 330. maddesinde " vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre taktir olunacak vekalet ücreti taraf lehine hükmedilir" düzenlemeleri yer almaktadır. Dava konusu uyuşmazlık vekalet ücretinden kaynaklanmakta olup, yukarıda sözü edilen kanun maddeleri hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemesi görevli değildir.
Bu yasal çerçevede; açık kanun hükmü ile iş mahkemesinde görüleceği belirtilmemiş olan vekalet ücretinden kaynaklanan alacak davasının, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesi gereğince asliye hukuk mahkemesinde sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeksizin, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.