17. Hukuk Dairesi 2015/17672 E. , 2018/4673 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı müvekkilinin davalı ..."ten olan alacağının tahsili için... 13.icra müdürlüğünün 2013/9564 sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, ancak yapılan araştırma ve hacizde davalı borçlunun borcu karşılamaya yetecek miktarda malı bulunmadığını, ancak davalı borçlunun maliki bulunduğu... ilçesi ... mah.3335 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazdaki 20 nolu bağımsız bölüm dükkanı davacı müvekkiline borçlanma tarihinden sonra 26.09.2011 tarihinde akrabası olan diğer davalı ..."ya 40.000,00 TL bedelle sattığını öğrendiklerini, davalılar arasında yapılan bu devir işleminin hukuken batıl olup gerçek bir satış olmadığı gibi tamamen davacı alacaklıdan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak yapılmış bir işlem olduğunu iddia ederek, satış işleminin iptaline taşınmaz üzerinde... 13.icra Müdürlüğü"nün 2013/9564 sayılı dosyasından cebri icra yapabilme ve satış isteyebilme yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; davalı müvekkili ..."nun dava konusu taşınmazı satın almaya yetecek maddi gelirinin olduğunu, icra müdürlüğünden aciz belgesinin alınmadığı ve aciz belgesinin şartlarının oluşmadığını, hacze gidilen adresin borçlunun annesinin ikameti olduğunu, taşınmazın satışının 2011 yılında yapılmış olup, haczin ise ise 2014 tarihinde yapıldığını, 2 yıldan fazla sürenin geçmiş bulunduğunu, tarafların yakın akraba olmadıklarını, taşınmazı satın alan ..."nun taşınmazı ipotek ettirerek 50.000,00 TL bedelli kredi çektiği ve satışın 2011 yılındaki gerçek değer üzerinden yapıldığını beyanla haksız ve yersiz davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; 27/2/2014 tarihinde alacaklı vekilinin haciz talebinde bulunulduğu 28/2/2014 tarihinde yapılan hacizde haczedilecek mal bulunmadığı anlaşılmış,taşınmazın satış tarihi ile haciz tarihi arasında iki yılı aşkın süre geçmiş bulunduğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
İİK’nın 278. maddesinde düzenlenen iptal nedenleri için açıklanan haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki senelik süre bu maddede öngörülen akrabalık ve bedel farkından dolayı iptal ile borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri için belirlenen süre olup İİK’nın 280. maddesinde sayılan iptal nedenleri için uygulanmaz. 280. maddede sayılan iptal nedenleri için 5 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılması mümkündür.
Tasarrufun iptali davalarında borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda, hacizden geriye doğru 2 yıllık sürenin dışında tasarruf yapılmış bulunduğundan İİK"nin 278/3-2.maddesi gereğince iptali mümkün değildir. Ancak 2 yıllık sürenin aşılmış olması tek başına davanın reddini gerektirmez. Tanık beyanlarında davalıların akraba olup aynı mahalde oturdukları ifade edildiğinden; İİK.md.280 şartlarının değerlendirilmesi gerekir.
O halde mahkemece, davalı ...’nun borçlunun alacaklıdan mal kaçırma ya da alacaklıyı zarar kastını bildiği veya bilebilecek durumda olup olmadığının değerlendirilerek İİK"nun 280.madde hükmüne göre karar vermesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalılar vekilinin yargılama giderine ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılara geri verilmesine 07/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.