Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6603
Karar No: 2018/11697
Karar Tarihi: 10.05.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/6603 Esas 2018/11697 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2018/6603 E.  ,  2018/11697 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalı kurumda idari uzman olarak çalışmakta iken, 18/10/2005 tarihinde ...ve anaokulu müdürlüğü görevine atanıp, bu görevini 2010 yılı Şubat ayına kadar sürdürdüğünü, 23/09/2010 tarihinde emekliye ayrıldığını, ...ve anaokulu müdürlüğü görevini yaptığı sırada müdürlük ücreti yerine daha önce almış olduğu, idari uzman ücretinin ödenmeye devam ettiğini, bu ... oranla ödenecek ikramiye ve ilave tediyelerin eksik ödendiğini, davalı şirket tarafından geçici görevlendirilmesi sebebi ile müdürlük ücretinin ödenmediği yolunda beyanda bulunulduğunu, şirketin iş mevzuatına ve yönetmeliğine göre görevli bulunduğu ücret aynı ise almakta olduğu ücretle nakledileceğini, yeni görev ücreti farklı ise, göreve başladığı tarihten itibaren yeni görev ücretinin ödenmesi gerektiğini, 18/10/2005-Şubat 2010 tarihleri arasında her ay eksik ödenen ...ve özlük hakları fark tutarlarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her bir kalem 500,00 TL olmak üzere müdürlük ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı toplam 1500,00 TL nin en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davanın devamı sırasında davacı vekili 07/05/2015 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna uygun olarak davasını ıslah etmiş, harcını ikmal etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacının uzman olarak görev yaptığı dönemlere ait fark ücret, fark ikramiye, fark ilave tediye alacaklarının zaman aşımına uğradığını, personel atanmasına ilişkin görevlendirme ikinci maddesinde müdür atanıncaya kadar görevlendirilmesinin yapıldığı, bunun sözleşme gereği olup, hukuka aykırılık bulunmadığını, personel yönetmeliğinde geçici görev v.s. Sebeplerle atama yapılması halinde vekilin asıl görevin yetki ve sorumluluklarına aynen sahip olduğunu, vekaleten yürütülmesi halinde aylıksız vekaletin asıl olduğunu, davacının müdürlüğe asaleten atanmadığından, fark ücret ve sosyal hakları isteyemeyeceğini, ikale sözleşmesi imzalayarak emekli olduğunu, davalıdan hiçbir haklı alacağın kalmadığını ileriye sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılamaya neticesinde hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık alacak konusu talebin belirsiz alacak davası türünde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 107. maddesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nda yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.
    6100 sayılı Kanun"un 107. maddesine göre,
    "1- Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
    2- ... tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
    3- Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir."
    Hükümet tasarısında yer almayan bu madde, ... Adalet Komisyonu tarafından, esasen baştan miktar veya değeri tam tespit edilemeyen bir alacakla ilgili hak arama durumunda olan kişinin, hukuk sisteminde karşılaştığı güçlüklerin bertaraf edilerek hak arama özgürlüğü çerçevesinde mümkün olduğunca en geniş şekilde korunmasının sağlanması gerekçesi üzerinde durularak ihdas edilmiş ve nihayetinde kanunlaşmıştır.
    Şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumda davacıya herhangi bir süre verilmeden hukuki yarar yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmelidir. Çünkü, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir. Böyle bir durumda, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmeli, ek bir süre verilmemelidir. Zira, burada talep açıktır, bu sebeple 6100 sayılı Kanun"un 119/1-ğ. maddesinin uygulanarak süre verilmesi mümkün değildir; aslında açılmaması gerektiği halde belirsiz alacak davası açılmış olduğundan, bu konudaki eksiklik de süre verilerek tamamlanamayacağından, dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmelidir. Buradaki hukuki yarar, sonradan tamamlanacak nitelikte bir hukuki yarar değildir. Çünkü, dava açıldığında o sırada mevcut olmayan hukuki yarar, bunun da açıkça mahkemece bilindiği bir durumda, tamamlanacak bir hukuki yarar değildir. Aksinin kabulü, aslında açık olan talep sonucunun süre verilerek davacı tarafından değiştirilmesi ve bulunmayan hukuki yararın sağlanması için davacıya ek imkan sağlanması anlamına gelecektir ki, buna usûl bakımından imkan yoktur, böyle bir durum taraflar arasındaki eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır. Bunun yanında, şayet açılan davada asgari bir miktar gösterilmişse ve bunun alacağın bir bölümü olduğu anlaşılmakla birlikte, belirsiz alacak davası mı yoksa belirli alacak olmakla birlikte kısmi dava mı olduğu anlaşılamıyorsa, bu durumda 6100 sayılı Kanun"un 119/1-ğ. maddesinin aradığı şekilde açıkça talep sonucu belirtilmemiş olacaktır. Talep, talep türü ve davanın niteliği açıkça anlaşılamıyorsa, talep muğlaksa, aynı Kanun"un 119/2. maddesi gereğince, davacıya bir haftalık kesin süre verilerek talebinin belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunun belirtilmesi istenmelidir. Verilen bu süreden sonra, davacının talebini açıklamasına göre bir ... izlenmelidir. Eğer talep, davacı tarafından belirsiz alacak davası şeklinde açıklanmış olmakla birlikte, gerçekte belirsiz alacak davası şartlarını taşımıyorsa, o zaman yukarıdaki şekilde hareket edilmeli, hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmelidir. Açıklamadan sonra talep belirsiz alacak davası şartlarını taşıyorsa, bu davanın sonuçlarına göre, talep kısmi davanın şartlarını taşıyorsa da kısmi davanın sonuçlarına göre dava yürütülerek karar verilmelidir (Dairemizin 31.12.2012 tarih 2012/30463 esas 2012/30091 karar sayılı kararı).
    Somut olayda; davacı taraf dava dilekçesi içeriğinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair bir ifade kullanmadığı gibi, “fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması” ifadesinin kullanılmasından, davanın aslında kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre dava konusu olayda, davanın kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmakla hatalı kabul ile belirsiz alacak davası olarak değerlendirilip yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekmektedir.
    Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi