11. Hukuk Dairesi 2019/1552 E. , 2020/157 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/12/2017 tarih ve 2017/180 E. - 2017/461 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 17/01/2019 tarih ve 2018/668 E. - 2019/62 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin "... TAMDEM ÇAY+ŞEKİL", "... DEMLU ÇAY+ŞEKİL", "... HERDEM YEŞİL+ŞEKİL", "BOLDEM", "SERENDEM" ibareli 30, 35 ve 43. sınıf hizmetleri içeren tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının "DOĞUŞ HER DEM TOPRAK İÇİN+şekil" ibareli, 30.sınıf ürünleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2016/18542 kod numarası verilen başvuruya müvekkilince iltibas, tanınmışlık ve kötüniyet vakıasına dayalı olarak itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kötüniyetli başvurunun tescilinin müvekkili markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği, davalının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini ileri sürerek 30.sınıf ürünler için YİDK"in 2017/M-1959 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, başvuru konusu ibare ile davacının itirazına mesnet markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; başvuru kapsamında bulunan 30.sınıf ürünlerin davacının markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetlerle aynı türden bulunduğu, davacı markalarının 30.sınıftaki çay ve benzeri ürünler bakımından zayıf bir marka olduğu, zayıf markaların ayırt edici gücü yüksek markalar gibi korunmasının mümkün olmadığı, zayıf markaları adına marka olarak tescil ettirenlerin, sonraki zamanlarda anılan işaretleri başkalarının da diğer ayırt edici eklerle birlikte tescil edilebileceğini öngörmeleri ve buna katlanmaları gerektiği, davacı markalarıyla davalının marka başvurusu arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak genel izlenimde ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davacının markalarında DEM ibaresinin yalnız olmadığı, her birinde diğer sözcük ve şekillerin yer aldığı, davalı markasında da DEM ibaresinin yalnız bulunmadığı, başvuru konusu işaret ile davacı markaları arasında işletmesel bağlantılandırmayı tesis eden herhangi bir unsurun da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce; başvuru markası ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.