"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki “
“Kamulaştırmasız elkoyma nedeniyle tazminat”
” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Silivri Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.05.2007 gün ve 2006/481-2007/277 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 26.11.2007 gün ve 2007/9725-13770 sayılı ilamı ile;
(...Dava, kamulaştırmasız elatılan taşınmazlar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki taşınmaza net geliri esas alınarak değerinin biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak;
Bilirkişi kurulunca münavebe ürünlerinden kavunun ortalama verim miktarı dekara 2000 kg olarak alınıp hesaplanması gerekirken bu miktarın üzerinde alındığı ve hesaplandığı gözetilerek bilirkişi kurulundan açıklanan yönde ek rapor alınmadan eksik incelemeyle fazlaya hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir…
…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü;
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında; temyiz dilekçesinde sözü edilen, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 06.03.2008 tarih ve 5747 sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca, Ekli 42 sayılı liste kapsamında dava konusu taşınmazın bulunduğu Kamiloba Beldesi Büyükçekmece İlçesine katılmış ise de; aynı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca “
“ilçe belediyelerine katılan belediyelerin tüzel kişiliği, organları ve bunların hak, yetki ve görevleri ilk genel mahalli idareler seçimine kadar devam edeceğinden”
”, dava konusu taşınmazın yargı çevresinin değişmediği ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.1963 gün E:4/38 K:60; 28.12.1983 gün E:1981/3-644 K:1983/1408 ve 20.06.1984 gün E:1984/3-356 K:1984/719 sayılı kararlarında da açıkça vurgulandığı gibi, kamulaştırmasız el koyma karşılığının dava edilmesi bir tazminat istemini içerdiğinden, taşınmaz mal üzerindeki ayni hakka ilişkin bulunmayan böyle bir davada, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 13. maddesinde yer alan “
“Taşınmazın aynına ilişkin davalar, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür”
” hükmünü amir kesin yetki kuralının uygulanamayacağı sonucuna varılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkemece; arazi niteliğindeki taşınmaza buğday-kavun münavebesi esas alınarak değer biçen ve kavun ürününün dekara verim miktarını 3000 kg kabul eden bilirkişi kurulu raporu benimsenmek suretiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece, “
“bilirkişi raporunda kavun ürünü için kabul edilen ortalama verim miktarının taşınmazın niteliklerine uygun olduğu, zira raporda İlçe Tarım Müdürlüğü verileri göz önünde tutularak, arazinin kuru yada sulu oluşu, toprağın yapısı, ekilebilecek ürünler, yüzölçümü, toprağın kompozisyonu, meyil oranı, tarımsal amaçlı alt yapı olanakları gibi nitelikleri de dikkate alınarak taşınmazın kendi özel durumuna göre verim miktarının belirlendiği”
” gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Silivri Tarım İlçe Müdürlüğü’nden getirtilen resmi veri listesinde, kavun ürününün dekara verim miktarı Minimum: 1250 kg, Ortalama: 2.000 kg, Maksimum: 4.000 kg bildirilmiş olup; bilirkişi raporlarında bu veriler esas alınarak, kavun ürününün dekara verim miktarı ilkinde 3000 kg, ikincisinde 2600 kg kabul edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11.maddesinin, üçüncü fıkrasının, (f)bendi uyarınca, tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde ekilecek ürünler ve münavebeye alınan bu ürünlerin elde edilmesi için yapılacak harcamalar göz önünde tutularak, net gelirin hesaplanması ve bilimsel yolla değerinin bulunması, bedel tesbitinde etkisi olan tüm unsurlarda dikkate alınarak maddenin dördüncü fıkrası uyarınca her unsurun gerekçeleri ve değere katkı oranları ayrı ayrı belirtilip gösterilmek suretiyle kamulaştırma karşılığının tespit edilmesi gerektiği gibi; Bu unsurların dayanağı olan belgelerinde getirtilmesi zorunludur.
Her taşınmazda ürünlerin verim ve satış fiyatları, yılına ve kullanılan giderlere göre değişik olabilirse de, aslolan, taşınmazın ortalama değerlere göre bedelini bulmaktadır.
Bu durumda amaç; taşınmazın ortalama değerini tespit etmek olduğuna göre, benzer toprak yapısında normal tarımsal faaliyet içerisinde elde edilen ortalama verim miktarları esas alınmalıdır.
Ana ilke bu olmakla birlikte, taşınmazın değerinden ayırıcı özelliği var ise, değer biçmede bu özelliklerin de göz önünde bulundurulması, resmi verilerin, taşınmazın somut özellikleri çerçevesinde uygulanması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Bu noktada, özellikle mahallinde keşif yapılarak, arazinin toprak yapısı ve meyil durumu nazara alınmak suretiyle verim miktarının tespit edilmesi gerektiği açıktır.
İnceleme konusu dosyada; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda da bu değerlendirmeler yeterince yapılmış; kavunun dekara verim miktarı, Tarım İlçe Müdürlüğü verileri ile uyumlu ve taşınmazın özelliklerine uygun olarak belirlenmiştir.
Bu itibarla; Yerel Mahkemece, münavebe ürünü kavunun verim miktarını 3000 kg/da belirlemek suretiyle taşınmaza değer biçen bilirkişi kurulu raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararda direnilmiş olması doğrudur.
Hal böyle olunca, usul ve yasaya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 17.12.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.