"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "sözleşmenin iptali, kayyum tayini" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 12.Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.03.2005 gün ve 2005/197 E-132 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 08.03.2007 gün ve 2005/12751-2007/4161 sayılı ilamı ile; (“
“...Davacı vekili, 26.06.2003 tarihli sözleşmeyle müvekkilinin Toprakçıoğlu Holding A.Ş."ndeki paylarının ve alacaklarının davalıya devredildiğini, aynı tarihli protokolle kararlaştırılan edimlerin müvekkilince yerine getirilmesine karşın davalının protokolün 6-11 nci maddesinde yer alan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek anlaşmayı ihlal ettiğini, daha sonra iki şirketin Safran Boya ve Kimya Sanayi A.Ş. olarak birleştiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin dava ve tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile anılan sözleşme ve protokolün iptalini, Safran Boya ve Kimya San.A.Ş. uhdesine geçen (13.070.025.000) adet payın müvekkili adına hükmen tescilini ve sözkonusu payın iptalini, birleştirilen davada ise aynı talepler Safran Boya ve Kimya San.A.Ş."ne de yöneltilerek ayrıca şirket mallarının inceleme ve tespiti ile kayyım tayinini istemiştir.
Davalılarca, davanın reddi savunulmuştur.
Mahkemece, konusu, kapsamı, sebebi ve tarafları aynı olan Kadıköy 1.Ticaret Mahkemesi"nin 2003/1134 Esas no"sunda kayıtlı davanın feragat nedeniyle redle sonuçlandığı, o davada davalı olan Avsan A.Ş.nin Toprakçıoğlu Holding A.S. ile birleşerek Safran A.Ş.ye dönüşmesinden dolayı, o davaya devam edilseydi Safran Boya ve Kimya San.A.Ş."ye de yöneltilmesi gerektiği, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
HUMK.nun 237 nci maddesi gereğince, açılan bir davaya karşı o davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olduğunun kabulü için her iki davanın konusunun, dava sebeplerinin, dayanılan maddi olguların ve taraflarının aynı olması zorunludur.
Asıl davada, davacı Yorgi Toprakçıoğlu"nun (sonradan Safran Boya ve Kimya San.A.Ş. bünyesinde birleşen) Toprakçıoğlu Holding A.Ş."deki (13.070.025.000) adet payının 26.06.2003 tarihli sözleşmeyle davalı Anastasios Viran Nikolaidis"e devredildiği, ancak davalının aynı tarihli protokolün 6 ila 11 nci maddelerinde öngörülen edim ve yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sözleşme hükümlerini ihlal ettiğinden bahisle şirketin birleşmesi sonrası Safran Boya ve Kimya San.A.Ş. uhdesine geçen payların davacı adına hükmen tescili ve sözkonusu payın iptali ile 26.06.2003 tarihli sözleşme ve protokolün iptali, birleştirilen Kadıköy Asliye 4.Ticaret Mahkemesi"nin 2004/1292 Esas sayılı davasında ise davacı Yorgi Toprakçıoğlu vekilince aynı istemler davalı Safran Boya ve Kimya San.A.Ş."ye de yöneltilmiş, ayrıca Safran Boya ve Kimya San.A.Ş.nin fabrika adresindeki tüm menkul ve gayrimenkullerinin tespiti ile kayyım tayini talep edilmiştir.
Mahkemece bu iki dava bakımından kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2003/1134-1320 no"sunda kayıtlı davada ise, davacı Yorgi Toprakçıoğlu"nun müzayaka halinden yararlanılarak imzalatılan 26.06.2003 tarihli sözleşme ve protokolün gabin nedeniyle hükümsüz olduğu ileri sürülerek, sözleşme ve protokolün iptali, (13.070.025.000) adet hamiline yazılı pay senedinin davacı adına hükmen tescili ve davalı payının iptali istenilmiş, bu dava feragat nedeniyle reddedilmiş, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davaların özetlenen içeriklerinden, asıl ve kesinleşen davalar arasında taraf ve konu birliği mevcut ise de, dayandırıldıkları sebeplerin farklı olduğu, birleştirilen dava davalısının ise kesin hükme konu davada taraf olmadığı sabittir. Ayrıca, birleştirilen davada şirket özvarlığının tespiti ve kayyım tayini gibi farklı taleplere de yer verilmiştir.
Bu durumda, Kadıköy Asliye 1.Ticaret Mahkemesi"nin kesinleşen dava dosyasının eldeki davalar yönünden kesin hüküm oluşturmadığı, kuvvetli delil değeri taşıyabileceği gözden kaçırılarak, davanın esasına girilmeden kesin hüküm nedeniyle yazılı olduğu gibi karar verilmesi doğru olmamış, temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir...”
”) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Asıl dava ve birleştirilen dava, asıl davanın tarafları arasındaki sözleşme ve protokolün, davalının bunlardaki edimlerini yerine getirmediği iddiasına dayalı olarak iptali, sözleşme ve protokol uyarınca davacı elinden çıkmış olan şirket hisselerinin davacı adına tescili istemine ilişkindir. Birleştirilen davada ayrıca şirketin tüm menkul ve gayrimenkullerinin tespiti ile kayyum tayini de istenilmiştir.
Davacı Yorgi Toprakçıoğlu vekili, taraflar arasında 26.06.2003 tarihli sözleşmenin ve aynı tarihli protokolün imzalandığını, sözleşmede davacının Toprakçıoğlu Holding A.Ş."deki 13.070.025.000 adet hamiline yazılı hissesini davalıya devretmesinin hükme bağlandığını, yine bu sözleşmeyle davacının Holdingden olan 3.996.735.172.122.-TL tutarındaki ve Safran A.Ş."den olan 4.265.794.163.284 TL., Aysan Boya ve Kimya San.A.Ş." den olan 1.536.795.912.594.- TL tutarındaki alacaklarını tüm ferileri ile birlikte davalıya devir ve temlik ettiğini, aynı tarihli protokolün de benzer hükümler taşıdığını, protokolün 6 ila 11. maddeleri arasındaki hükümlere göre, davalının şirketlerin Haziran ayı sonu ödemeleri için 2.500.000 Euro nakit girdi sağlaması, hissedarı bulunduğu Interfranchise SA"daki %5 Antipolis SA hissesini davacıya devretmesi, birleşme sonrasında hisselerin satılması halinde davacıya kar payı ödemesi gerekirken, bu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kötüniyetli davranışları ile şirketi zarara uğratıp, kendi malvarlığında artış sağladığını, şirketin içini boşaltma amacıyla taşınmaz ve araç satımları yaptığını, satış bedellerini şirkete intikal ettirmediğini, şirketin mallarını kendi üzerine geçirdiğini, bu arada dava dışı Safran A.Ş. ile birleşmenin gerçekleştiğini, bu yüzden 13.070.025.000 adet hissenin anılan şirket uhdesine geçtiğini ileri sürerek, fazlaya dair dava ve tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla, 26.6.2003 tarihli Sözleşmenin ve aynı tarihli Protokolün iptaline, birleşme sonrası Safran Boya ve Kimya San A.Ş. uhdesine geçen toplam 13.070.025.000 adet hissenin davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilince Safran Boya ve Kimya Sanayi A.Ş. aleyhine 13.7.2004 tarihli dilekçeyle açılan ve Kadıköy Asliye 4. Ticaret Mahkemesinin 2004/1292 esas sayılı dosyasıyla görülmesine başlanıp, 9.9.2004 tarihli kararla asıl davayla birleştirilerek görülen davada da aynı olgulara dayanılmış, sonuçta 26.6.2003 tarihli sözleşme ve aynı tarihli protokolün iptaline, birleşme sonrası Safran Boya ve Kimya San A.Ş. uhdesine geçen toplam 13.070.025.000 adet hissenin davacı adına tesciline karar verilmesi, ayrıca, davalı Safran Boya ve Kimya Sanayi A.Ş. nin fabrika adresindeki tüm menkul ve gayrimenkullerinin bilirkişi aracılığıyla tespiti ile kayyum tayini talep ve dava edilmiştir.
Davalı Anastasios Viron Nikolaidis vekili, davacı tarafça daha önce de 26.6.2003 günlü sözleşmenin iptali ve hisselerin tescili istemiyle dava açıldığını, Kadıköy Asliye 1.Ticaret Mahkemesinin 2003/1134 esas sayılı dosyasıyla görülmesine başlanan o davadan feragat edildiğini, feragat nedeniyle davanın reddine dair kararın kesinleştiğini, söz konusu kararın eldeki dava yönünden kesin hüküm oluşturduğunu, davanın esastan da reddi gerektiğini cevaben bildirmiştir.
Yerel Mahkemece verilen; davacının daha önce eldeki davanın davalılarından Viron Nikolaidis aleyhine açtığı ve Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/1134 esas sayılı dosyasıyla görülen davanın, 12.12.2003 tarih 2003/1320 sayılı kararla feragat nedeniyle reddedildiği, hükmün 15.12.2003 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen o kararın eldeki davalar yönünden kesin hüküm oluşturduğu gerekçesine dayalı, her iki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair karar, Özel Dairece metni yukarıda bulunan ilamla bozulmuş; Yerel Mahkeme, birleştirilen dava yönünden bozmaya uymuş, asıl dava yönünden, gerekçesini tekrarlayarak ve genişleterek önceki kararında direnmiştir.
1-Yerel Mahkeme’nin, birleştirilen davaya ilişkin bozmaya uymak suretiyle verdiği karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan ve buna yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Özel Daireye ait bulunduğundan, yeni hükme ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
2-Asıl davayla ilgili direnme kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle; Hukuk Genel Kurulu’nun 23.02.2005 gün ve E:2005/21-66, K:2005/93 sayılı kararında da belirtildiği üzere, kesin hükümden söz edilebilmesi için her iki davanın taraflarının, konularının ve hukuki sebeplerinin aynı olmasının zorunlu bulunmasına; davacının asıl davanın davalısı Viron Nikolaidis aleyhine daha önce açtığı ve Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2003/1134 esas sayılı dosyasıyla görülüp, feragat nedeniyle reddedilen davadaki sözleşmenin iptali, hisse senetlerin davacıya teslimi ve adına tescili taleplerinin müzayaka haline ve gabin hukuksal nedenine dayalı olmasına, eldeki (asıl) davada ise, aynı taleplerin sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmediği iddiasına dayandırılmış bulunmasına, böylece her iki davanın taraflarının ve konularının aynı olmasına karşın, hukuki sebeplerinin (dayanılan maddi vakıaların) farklı olmasına, bu durumda ise kesin hükümden söz edilmesin mümkün bulunmamasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : 1-Yukarıda birinci bentte gösterilen nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11.Hukuk Dairesine gönderilmesine;
2-İkinci bentte ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.