
Esas No: 2016/6990
Karar No: 2018/5163
Karar Tarihi: 28.09.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/6990 Esas 2018/5163 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "102 ada 158 parsele ilişkin ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun paylaşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu taşınmazın hangi mirasçı veya mirasçıların miras paylarına isabet ettiğine ilişkin araştırma yapılmaması ve davalı taraf yararına vekalet ücreti taktir edilmemesinin isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli temyize konu 102 ada 158 parsel sayılı taşınmazın, davacılar ......... Yeşil ve müşterekleri, ......... Çalıkoğlu ve müşterekleri, ...... Güven ve müşterekleri, ... ve müşterekleri ile davalı ... adlarına hüküm fıkrasında gösterilen payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın ortak muris ...’ndan kaldığı terekenin paylaşılmadığı, mirasçılardan ......... Direk payının davalı ... tarafından satın alındığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak bozma ilamından sonra davacının dosyaya ibraz ettiği 17.04.2009 havale tarihli dilekçesinde ve 17.04.2009 tarihli, yine davacı tarafından sunulan ve esasa ilişkin talepleri içeren dilekçe içeriğinde davacı, dava konusu taşınmazların evveliyatı muris ...’na ait iken, onun 1960 yılında ölümü üzerine sağ eşi ve mirasçısı olan davalı ... tarafından 1962 yılında yapılan paylaştırma ile kendi murisi ......... ...’na kaldığı ve onun tarafından kullanıldığı, 1987 yılında kendilerinin......’e çalışmaya gitmeleri nedeniyle davalı tarafından kullanılmaya başladığını belirtmiştir. Her ne kadar davalı ...’nun kullanımının kendilerinin muvafakati ile olduğunu belirtmiş ise de, bozmadan önceki keşif de dahil olmak üzere dosya kapsamı ve beyanlardan, 1977 yılından itibaren davalı ...’nun dava konusu taşınmaza ilişkin kullanımının kendi adına olduğu, ......... ... mirasçılarının adına olduğuna dair bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda taksimle terekeye dahil olmaktan çıkan taşınmaz üzerinde davalı ... lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi koşullarının gerçekleştiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uymayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.