Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu vekili icra mahkemesine verdiği dilekçede diğer şikayetlerinin yanında ipotek limitinin aşıldığını da ileri sürmüştür.
İlerde gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel bir alacağın teminatı olarak tesis edilen ve MK.nun 851 ve 881.maddelerinde belirtilen azami meblağ ipoteğinde (üst sınır, limit ipoteği) borcun ulaşacağı miktar sınırlı olduğundan, taşınmazların ne miktar için teminat oluşturacağı ipotek akit tablosunda limitle sınırlanabilir. MK.nun 875.maddesi hükmünde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan alacak, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan borç miktarının bu limiti aşması mümkün değildir.(HGK.nun 1989/11-294 E. - 1989/378 K. ve 24.5.1989 tarihli kararı) İpoteğin üst sınır olması halinde, borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktarla sınırlı olmak üzere sorumludur. Buna ilişkin şikayetler süreye tabi değildir.
Somut olayda alacaklı tarafından 5.12.2007 tarihli ve 350.000 TL üst sınır ipoteğine dayalı olarak başlatılan takipte, üst sınırı aşacak şekilde işlemiş faiz ve faizin gider vergisinin istendiği görülmektedir.
Yukarıda açıklandığı üzere şikayetçinin sorumluluğu ipotek miktarı ile sınırlı olmasına rağmen buna ilişkin istem değerlendirilmeden eksik inceleme ile ve süre aşımı sebebi ile istemin reddi isabetsizdir. 
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03/05/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.