17. Hukuk Dairesi 2015/10140 E. , 2018/4645 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... Anonim Türk ... Şirketi vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacı çocuk ...."a tam kusurlu olarak çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, davacının hala iyileşemediğini ve vücudunda kalıcı hasarlar oluşma riskinin bulunduğunu, davacının maddi ve manevi zararlarından davalıların sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 5.000,00 TL. maddi ve 70.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 12.12.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 88.843,32 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davacının kusur ve zarar ile maluliyeti ispat etmesi gerektiğini, ... tarafından yapılmış ödemelerin tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davaya konu kazanın davacının yola aniden ve kontrolsüz biçimde çıkması nedeniyle meydana geldiğini, davalının kazada kusuru olmadığını, davalı tarafından davacıya 4.000,00 TL. maddi yardımda bulunulduğunu, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davaya cevap vermemiş ve duruşmaları da takip etmemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacının maddi tazminat isteminin kabulü ile 88.843,32 TL"nin davalı ... şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve ...."dan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Anonim Türk ... Şirketi vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; konusunda uzman bilirkişi tarafından, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacının kaza nedeniyle oluşan maddi zararının, uzman bilirkişi tarafından Dairemizin yerleşik uygulamalarına uygun biçimde hesaplandığı raporun hükme esas alınmış olmasına göre; davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki (2 nolu) bendin ve davalı ... Anonim Türk ... Şirketi vekilinin aşağıdaki (2 ve 3 nolu) bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı .... Engi, 18.11.1994 doğumlu olup davaya konu kaza ve dava tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için, anne babası olan davacılar tarafından oğulları ...."ın velisi sıfatıyla verilen vekaletname ile dava açılmış; ancak yargılama esnasında adı geçen davacı reşit olduğu halde, davacı .... tarafından verilmiş vekaletnamenin dosyaya sunulması sağlanmadan yargılamaya devam edilip hüküm kurulmuştur. Yargılama sırasında reşit olup velayetten çıkan davacı .... tarafından verilmiş vekaletnamenin dosyaya sunulması sağlanmadan, yetkisiz vekille davaya devam edilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-f maddesine aykırıdır.
Bu durumda mahkemece; davacı .... tarafından verilmiş usulüne uygun vekaletname sunulması için davacı tarafa süre verilmesi, eksikliğin tamamlanmaması halinde HMK"nun 114/1-f ve 115/2. maddelerine göre işlem yapılması gerekirken, anılan hükümlere aykırı biçimde yargılamaya devam edilip hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" düzenlemesine; 6100 Sayılı HMK"nun 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemeler içinde, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının ve ıslah dilekçesinin taraflara tebliğine ilişkin düzenleme de yer almaktadır. 6100 sayılı HMK"nun 280/1. maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü; aynı Kanun"un 177/2. maddesi ise "Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirilir" hükmünü amirdir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Somut olayda; hükme esas alınan maluliyet raporunun ve davacı tarafça verilen ıslah dilekçesinin davalı ... Anonim Türk ... Şirketi"ne tebliğ edilmediği görülmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, davacının işgöremezlik oranının belirlenmesine ilişkin maluliyet raporu ve maddi tazminat miktarı yönünden talebin artırımını içeren ıslah dilekçesinin usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve rapor ile ıslaha karşı varsa itirazlarını bildirmesinin sağlanması, itirazlarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Anonim Türk ... Şirketi vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, tüm davalılar yararına ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Anonim Türk ... Şirketi yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 07/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.