11. Hukuk Dairesi 2017/1486 E. , 2018/7249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 08.11.2016 tarih ve 2016/156-2016/269 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "... (şekil)" markasını 06-35-40. sınıflarda 25.09.2007 tarihinde ve 07. sınıfta 07.04.2009 tarihinde tescil ettirilip markayı tanınmış haline getirdiğini, 2007 yılında şirket ortağı ... ortaklıktan ayrılarak aynı alanda faaliyet gösteren ve davacı iş yerinin bitişiğinde bulunan davalı şirketi kurduğunu, davalıya ait işyerinde "... " ibaresinin kullanıldığını, davalının "... " ibareli marka başvurusunun davacının itirazı üzerine reddedildiğini, şirket unvanının dahi kuvvetli iltibas yaratacak şekilde seçildiğini, dışarıdan bakıldığında her iki işletmenin tek olarak algılandığını ileri sürerek, davalı tarafın halen kullanmakta olduğu ticaret unvanının, tescilli 2009/16975 "... şekil" ve 2007/51534 "... şekil" markalarına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek ticaret unvanının sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, ticaret unvanının 23.05.2007 tarihinde tescil edildiğini, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, aynı konulu suç duyurusuna ilişkin yapılan başvurunun reddedildiğini, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/553 Esas sayılı dosyasındaki talepler ile huzurdaki dava taleplerinin aynı ve derdestlik bulunduğunu, ticaret siciline kayıtlı ünvanı kullanmanın bir hak ve aynı zamanda yasal zorunluluk olduğunu, ticaret unvanının korunmasında tescilin varlığı ve önceliğinin bulunmasının yeterli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan çok önce "...+Şekil" ibaresiyle marka tescil belgesi aldığı, ticaret odasında "... Makina Yedek Parça Sanayi ve Ticaret A.Ş." unvanıyla kaydı bulunduğu, ticari faaliyetlerini bu şekilde sürdürdüğü, firma kurucusunun davacı firmadan ayrılarak davalı firmayı kurduğu ve bu şekilde sonradan ticari faaliyete katılmış olduğu, davacı tarafından gerek ticaret unvanında ve gerekse marka olarak kullanılan "..." ibaresiyle ayırt edilemeyecek kadar benzer olan "..." ibaresinin ticaret unvanında kullanılmasının ticari dürüstlüğe uygun olmadığı, alıcıların iki işletme arasında bağlantı kurmalarına neden olabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekilli temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalının bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 21/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.